Ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Eylül 2024

Çip Krizi Tırmanıyor

 

Japonya, Temmuz ayında ABD’nin Çin’in ileri teknolojili çip üretim kapasitelerini sınırlama baskısıyla uyumlu olarak, 23 tür yarı iletken üretim ekipmanının ihracatını kısıtlamaya başlamıştı. Bu adım, Japonya ve Çin arasında ekonomik gerilimlerin artmasına neden oldu. Çin’in atabileceği misilleme adımları, özellikle teknoloji ve otomotiv sektörlerinde büyük etkiler yaratabilir.

02 Eylül 2024

Yarım Yağlı Tereyağı

 

Yarım yağlı tereyağı olur mu?

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından tebliğ edilen Türk Gıda Kodeksi'ne göre yarım yağlı tereyağı da olurmuş.

27 Ağustos 2024

Enflasyon Nedir?

 

Enflasyon, bir ekonominin genel mal ve hizmet fiyatlarının sürekli olarak bir şekilde artış gösterdiği ekonomik olgudur. Bu artış, genellikle belirli bir dönemdeki fiyat seviyelerinin önceki döneme göre yükselmesi olarak ifade edilir. 

Sık sık birbiri yerine kullanılsa da “enflasyon”, “fiyat artışı” ve “hayat pahalılığı” birbirinden oldukça farklı olgulardır. 

24 Ağustos 2024

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Topladığı Parayı Nereye Harcıyor?

 

"Turizm Aktüel" herkesin dost sohbetlerinde sorduğu ancak resmi platformlarda gündeme getirilmemiş bir konuyu gündeme getirdi: "TGA topladığı parayı nereye harcıyor?"

23 Ağustos 2024

Kırgız Keremet Bank Rusya ile Para Transferlerini Durdurdu

 

Kırgızistan'ın önde gelen finans kuruluşlarından Keremet Bank, 20 Ağustos itibarıyla Rus bankaları aracılığıyla yapılan para transferlerini süresiz olarak durdurduğunu duyurdu.

20 Ağustos 2024

Kariye Camii Yeniden Müze Kimliğine de Döndü

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve uzun yıllar müze olarak kullanıldıktan sonra geçtiğimiz 6 Mayıs’ta ibadete açılan Tarihi Kariye Camiine, artık biletli ziyaretler de yapılıyor.

06 Ağustos 2024

Ağustos Ayı Kira Zam Oranı Belli Oldu

 

Milyonlarca kiracı ve ev sahibinin gözü TÜİK’ten gelecek haberdeydi. Kirada yüzde 25 zam sınırının kaldırılması sonrası Temmuz ayı enflasyonu ile Ağustos 2024 kira zam oranı belli oldu.

26 Temmuz 2024

Yerli Şirketler Bir Bir Satılıyor: Dev Fabrika Fransızlara Gitti

 


Bursa'daki dev fabrika Fransızlara satıldı!

Fransa menşeli firma Alstom, Bursa'nın ve Türkiye'nin önemli makine üreticilerinden Durmazlar Makine bünyesindeki Duray Ulaşım Sistemleri’ni satın aldı.

Bursa'daki dev fabrika Fransızlara satıldı!

GÖKBEY İngiltere Semalarında HÜRJET 'siz Uçtu

 


Havacılık ve savunma sanayisinin dünyadaki en prestijli etkinliklerinden İngiltere’deki Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı'na katılan GÖKBEY helikopteri üç günde üç kez uçuş gösterisi yaptı.

Döviz Mevduatında Artış

 


1980 Öncesi ekonominin kara deliklerinden olan DÇM (Dövize Çevrilebilir Mevduat) uygulamasının yeni bir kopyesi olan KKM (Kur Korumalı Mevduat) uygulamasındaki kötü gidiş üzerine uygulamadan kademeli olarak çıkış başladı.

Bunun tabii bir sonucu olarak da yurt içi yerleşiklerin döviz mevduat hesapları bir haftada 1 milyar 473,70 milyon dolar artış gösterdi.

İran'ın El Koyduğu Tankerdeki Petrol Özelleştirilen TÜPRAŞ'ınmış

 


Irak’tan İzmir’in Aliağa ilçesine petrol taşıyan tankere, 11 Ocak'ta Umman açıklarında silahlı baskın düzenlenmişti.

Yunan armatör firması Empire Navigation ait Marshall Adaları bayraklı St. Nikolas isimli gemi, Türkiye Petrol Rafinerileri’nin (Tüpraş) Irak devlet petrol şirketi SOMO’dan satın aldığı ham petrolü taşıyordu. Türk personel bulunmayan tankerde, 18’i Filipinli olmak üzere 19 mürettebat bulunuyordu.

24 Temmuz 2024

Hürjet'in Motoru Amerikalı General Electric'ten

TUSAŞ tarafından geliştirilmekte olan, turbofan motorlu, ileri seviye jet eğitimi ve yakın hava desteği uçağı HÜRJET için GE Aerospace ile F404 motor anlaşması imzalandı.

20 Haziran 2024

Antalya Havalimanında Kontrolör Eylemi mi Var?

 


Turizmci Tolga Cömertoğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile son günlerde yaşanan uçak rötarlarina açıklık getirdi. 

Rötarlar yüzünden Türk turizmin ciddi zarar gördüğünü açıklayan Cömertoğlu mesajında şu görüşlere yer verdi. 

'Yaklaşık 1 aydır gazeteci dostlar dahil uçaklarının geç kalkıp indiğinden şikayet ediyor . Devlet sırrıymış gibi DHMİ çalışanların açık açık bekledikleri zam ve şartları alamadıklarını deklare ederek hava trafiğini yüzde elli yavaşlattıklarını söylemelerini kimse konuşmak istemiyormu! Emek ,ekmek hakkı aramayı ben asla suçlamam haklılarsa hak verilsin. Ama Türkiye'nin en çok döviz girdisi sağlayan, ülkede milyonlara ekmek kapısı olan Antalya turizminin nasıl etkilendiğini bir kenara bıraktın ;Saatte 90 iniş kalkış kapasitesi olan bir havalimanına saatte sadece 38 iniş kalkış yaptırmak ,uçakları havada dolaştırmak uçak yakıt gider ve karbon izini arttırdığı gibi ALLAH korusun muazzam üzüntü ve ülkemizin itibarını ağır zedeleyecek bir kazaya sebep olabilir!!! Bu vebal altında kalmamak ve bu dehşet kaosu düzeltmek için acil tüm yetkilileri ve STK ‘ları göre ve çağırıyorum… Bazı şeyleri konuşmak cesaretse ben yine görevime düşeni yapıp herkesi bilgilendiriyorum….' dedi.

24 Mayıs 2024

MEB Yandaş Kadrolaşmada Israr Ederken Müdür Ek Dersle Voleyi Vurdu

 

Kocaeli’nin Gölcük ilçesindeki Saraylı Ortaokulu’nda görev yapan bazı öğretmenler, sistem üzerindeki e-bordroları ile maaş ödeme dekontlarında tutarsızlık olduğunu tespit etti.

İddiaya göre, ek ders ücretlerini karşılaştıran öğretmenler, e-bordro üzerinde görünen ek ders ücretinin hesaplarına yatan ücretten yaklaşık 3 kat daha fazla olduğunu fark etti.

Bunun üzerine geriye dönük yapılan kontrollerde, öğretmenlerin ek ders ücretlerinde yaklaşık 4 yıldır bu durumun yaşandığı ve fazla olan miktarın farklı banka hesaplarına yatırıldığı tespit edildi.

13 Nisan 2024

IMF'e Borç Veriyoruz Derken Borç Almak İçin Dünya Bankası'nın Kapısını Çalmışız

 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) 23,5 milyar dolar borcu olduğunu ancak bu borcun kapatılmasının ardından IMF'nin Türkiye'den borç ister hale geldiğini söylemişti. Tabii iktidara geldiklerinde iç borcun, dış borcun, yap-işlet taahhütlerinin, kur korumalı mevduat miktarının ne kadar olduğu ve bugün ne kadar yükseldiği açıklamada yer almıyordu.

İhracat artışıyla övünürken ithalattaki artışın söylenmediği, daha da kötüsü ihracatın ithalatı karşılama oranının hiç dile getirilmediği gerçeği ile her gün yüz yüzeyiz.

Erdoğan,  "Biz, bunu (IMF'ye borcu) 2013 Mayıs'ında sıfırladık. Türkiye'nin şu anda IMF'ye borcu yok ama birileri de avucunu ovuşturuyor, ana muhalefet partisi. 'IMF'ye gidecekmişiz, bir şeyler isteyecekmişiz.' Boşuna avucunuzu ovuşturmayın, biz o kapıları kapadık. IMF, bizden 5 milyar dolar borç istedi. O zaman ekonomiye bakan zat, geldi bana 'Sayın Başbakanım verelim mi bu borcu?' dedi. 'Verin, bugün borç alan, yarın talimat alır.' dedim. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunları herkesin görmesi lazım" demişti.


Ancak dönemin üst düzey ekonomi bürokratları, 2012 yılında ek kaynak arayışında olan IMF'ye Türkiye'nin 5 milyar dolarlık destek taahhüdünde bulunduğunu ancak bunun Fon tarafından hiç kullanılmadığını bildirmişler. IMF'nin web sitesinin "Türkiye: Fon'a verdiği krediler" sayfasında, 5 milyar dolarlık taahhüdün en son 30 Eylül 2019 tarihinde yenilendiği ancak bu miktarın Fon tarafından kredi olarak kullanılmadığı görülüyor.

Emekli maaşlarının vahim durumu karşısında ne demişti: "En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, yeterli değil ancak ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz..." Bu cümleler ekonomimizin ne kadar iyi (!) durumda olduğunun; nasıl uçtuğumuzun bir itirafıydı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile 2024-2028 yılları arasını kapsayan 18 milyar dolarlık ek finansman anlaşması imzaladığını duyurdu. Bu anlaşma ile birlikte Dünya Bankası'nın Türkiye'ye sağlayacağı toplam kredi miktarı 35 milyar dolara yükselmiş oldu. Bakan Şimşek, Dünya Bankası'nın, Orta Vadeli Program'ın açıklanmasının ardından Türkiye'ye aktardığı kaynak tutarını, devam eden 17 milyar dolarlık programa 18 milyar dolar daha ilave ederek 35 milyar dolara yükseltme kararı aldığını belirtti.


Ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez, Bakan Şimşek’in açıklamasının ardından gelen sorulara sosyal medya hesabı üzerinden cevap verdi. Biz de bu cevaplar sayesinde IMF'den borç alma ile Dünya Bankası'ndan borç alma arasındaki ince farkları öğrenmiş olduk:

"Dünya Bankasından  alınacağı açıklanan ek 18 milyar dolarlık ek destek için pek çok soru geliyor. Soruların çoğu insanların son dönemde projelere karşı duyduğu kuşkuları yansıtırken bazıları da IMF destekleriyle olan farkları üzerine yoğunlaşıyor. Kısaca açıklamaya çalışayım. 

Dünya Bankası, yatırım projelerine kredi verir. IMF ise genel borç verir. Yani Dünya Bankası mesela bir liman yapılacaksa bunu finanse eder. Bunu yaparken de kendi ihale yöntemlerinin uygulanmasını ve belirli bir yerli malı oranı dışında dünyadan alış veriş yapılmasını şart koşar. IMF ise ödemeler dengesi finansmanı için borç verdiğinden koyduğu koşulların (mesela bütçe açığının belirli bir orana düşürülmesi gibi) yerine getirilip getirilmediğine bakar. 

Dünya Bankası kredilerinin kullanma yeri ilgili projedir, IMF borcunu istediğiniz yerde kullanabilirsiniz. Dolayısıyla Dünya Bankası'ndan para geliyor bunu istediğimiz yere harcayabiliriz gibi bir çıkarım doğru değildir. 

Dünya Bankası, yapılan harcamaların projeyle ilgili olup olmadığını ve kendi şartnamelerine uygun olup olmadığını denetler ve kredi dilimini ondan sonra serbest bırakır. IMF ise sadece koyduğu koşulların (performans kriterleri) yerine getirilip getirilmediğine bakar ondan sonra borcun ilgili dilimini serbest bırakır. 

Her iki kurumun da sağladığı desteğin maliyeti (faizi) piyasaya göre düşüktür. IMF borçlarında miktar arttıkça maliyet de artar. Buna karşılık, bir ülke zaten o artan miktarlarda borcu piyasadan ya alamaz ya da astronomik faizler ödemek zorunda kalır.

Dünya Bankası, kredilerinin geri ödenme süresi uzun (ortalama 10 - 15 yıl) IMF'ninki orta vadelidir (borcun son kullanılış tarihinden itibaren ortalama 3 - 5 yıl.)"

12 Nisan 2024

Yatırımcı Sermayenin Gözünü Korkuttuk: Çinli Otomobil Devi de İspanya'yı Tercih Etti

 


Bir ülkeye yönelik yabancı sermaye yatırımlarını ikiye ayırarak incelemek gerekir: 

1. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları; bir ülke sınırları dışındaki yatırımcıların ilgili ülkeye fabrika gibi üretim tesisleri kurarak, şube açarak, taşınmaz edinerek veya var olan bir şirketi tamamen ya da kısmen satın alarak yaptıkları yatırımlardır.

2. Dolaylı yabancı sermaye yatırımları ise hisse senedi alımı, tahvil alımı gibi yollarla gerçekleştirilen portföy yatırımlarını kapsamaktadır.

Doğrudan ve dolaylı yabancı sermaye yatırımları arasındaki üç temel fark vardır: 

a) Doğrudan yatırımlar kalıcıdır (uzun vadeli) buna karşılık dolaylı yatırımlar geçicidir (kısa vadeli.) O nedenle dolaylı yabancı sermaye yatırımlarına sıcak para da denir. 

b) Doğrudan yatırımlar, yatırımcısına yönetim yetkisi vermesine karşılık dolaylı yatırımlar yatırımcısına yönetime karışma yetkisi vermez. 

c) Doğrudan yatırımlar, kârlılığı artırmak için verimliliği artırmaya dolayısıyla yeni teknoloji getirmeye veya üretim biçiminde değişikliğe gitmeye dönük değişiklikler yapabilirler. Oysa dolaylı yatırımların yönetim yetkisi olmaması nedeniyle böyle değişikliklere gitme hakkı bulunmamaktadır.

Ülkemize sermaye gelmesini ne kadar istesek de yabancı sermaye bize ballı özelleştirmeler, ballı borsa ve faize geliyor. Karını devletten garantili ve katlamalı alacağı yol, köprü, şehir hastanelerine sömürge ekonomisi uygulamaya geliyor. Sıcak para olarak geliyor. Ciddi bir yatırım ve istihdam için gelmiyor.

Türk tüketicisiyle 1990 yılında tanışan Hyundai, 2002 yılından bugüne kadar 1.8 milyondan fazla araç ihracatı gerçekleştirdi. Hyundai, Türkiye’de en çok sevilen otomobil markaları arasında. Bir zamanlar Türkiye'de montajın ve satışın ötesinde üretim yapmak istedi. Aradığını Çek Cumhuriyeti'nde buldu.

Alman otomobil üreticisi Volkswagen’in tepe yöneticisi (CEO) Herbert Diess, Türkiye’de kurulması planlanan fabrika projesinden vazgeçme nedenlerinden birisinin ülkedeki siyasi durum olduğunu ilk defa itiraf etti. Alman ekonomi dergisi WirtschaftsWoche’e konuşan Diess, şirketin iş konseyinin siyasi nedenlerden dolayı Türkiye’de fabrika kurulmasına karşı olduğunu söyledi. Diess, şirket hissedarlarının da Türkiye’deki siyasi durumdan edişe duyduğunu aktardı. O siyasi sebepler neydi?

Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki Honda fabrikası, 24 yıllık üretim sürecinin sonrasında son Honda Civic Sedan'ın da banttan inmesiyle kapatıldı. Honda'nın fabrikayı kapatma nedeniyle ilgili olarak çeşitli iddialar ortaya atılırken, asıl nedeninin emisyon değerleri baskısı ve elektrikli modellere yoğunlaşma isteği olduğu öğrenildi.

Çinli otomotiv devi, yatırım için kararını verdi. Daha önce yatırımın Türkiye'de de yapılabileceğini açıklayan Chery, rotayı İspanya'ya kırdı. Böylece, Volkswagen'in Manisa'da kurmayı planladığı fabrika gibi Chery de Türkiye dışından bir ülkeyi tercih etti. İspanyol hükümeti ve Japon üretici EV Motors, Çinli Chery Auto'nun Avrupa'daki ilk üretim tesisi olan İspanya'da otomobil üretimine başlamak için anlaşmaya yakın olduğunu söyledi.

İstikrarın ve hukuki güvencelerin olmadığı yerden yerli de yabancı da kaçar.


09 Nisan 2024

İsrail ile Ticaret Bir Varmış Bir Yokmuş

 


Akit Gazetesi "İsrail Ticareti Koca Bir Yalan" diye manşet attı. Ticaret Bakanlığı da sanki yandaş gazeteyi ofsayta düşürmek ister gibi "İsrail'le ticarete kısıtlama" kararını duyurdu.

Gazze'den roketler atıldı. İsrail'den F-35'ler havalandı. Binlerce silahsız Filistinli hayatını kaybetti. Yüz binlercesi de yerinden yurdundan oldu.

Türkiye'de İsrail'e destek veren ve sahiplerinin Yahudi olduğu iddia edilen ürünlere karşı bir boykot kampanyası başlatıldı. Buna kampanya demek de çok zordu. Başlatan belli değildi. Uygulayanların kafası karışıktı. Kahve dükkanlarına gidip kahve döktüler. Cumhurbaşkanının açılışını yaptığı Cola fabrikasının ürünlerini lanetlediler.

Bu boykota uymayanlar da vardı. Limanlarımızdan İsrail limanlarına demir, çimento, jet yakıtı, av silahları taşıyan gemiler gidip geliyordu. İsrail'den de tohum ve gübre alınıyor, Türkiye'de satılıyordu. Boykotçuların bundan haberi yok muydu?

İstanbul başta olmak üzere İsrail'e lanet mitingleri "hilafet"e kadar yüzlerce talep için fidelik olurken gemiler dolu gidiyor, boş gelmiyordu. Rivayete göre gemiler Türkiye'nin eski başbakanlarının çocuklarına ait veya onların ortak olduğu şirketlere aitti. Babaları ve kardeşleri İsrail'e beddualar gönderirken onlar yüklü gemiler gönderiyorlardı.

Türkiye Varlık Fonu’na bağlı bir kamu iktisadi teşebbüsü olan BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ) çeşitli petrol ve doğalgaz iletim hatlarına sahip. Ham petrolde BOTAŞ özellikle Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı sayesinde Irak’ın kuzeyinden Kerkük’te çıkan ham petrolü Adana’nın Yumurtalık ilçesine taşıyor. Öne çıkan bir diğer hat da Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru hattı. Başta Azeri petrolü olmak üzere Hazar bölgesinden çıkarılan petrol dünyaya Adana’dan sevk ediliyor. BOTAŞ’ın en önemli müşterilerinden biriyse İsrail. Israel Aerospace Industries (IAI) silah şirketinin Türk Silahlı Kuvvetleri ve silah sanayisiyle ilişkisi biliniyor. Geçmişte insansız hava aracı satın alınan, savaş uçaklarının modernizasyonu yaptırılan bu firmayla bugün hangi alanlarda işbirliği yapıldığı açıklanmıyordu.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği verilerine göre Türkiye’nin gri çimento ihracatında ABD’den sonra en çok ihracat yaptığı ülke İsrail. Yıllık 600 bin ton kapasitesinin aşıldığı bu alana ilaveten beyaz çimento ihracatında en çok ihracat yapılan ülke yıllık 200 bin tonla yine İsrail. Türkiye’de öne çıkan çimento üreticileri OYAK, Limak, Aşkale, Sanko, Sabancı bu ihracattan pay aldığı iddialar arasında.

Demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren İçdaş, Kardemir, Kocaer, Özkan, Tosyalı, Çolakoglu, Çelsantaş, Erdemir ve İsdemir de İsrail’e ihracat yaptığı ileri sürülüyor.

Ayrıca İsralli Haifa şirketiyle gübre hammaddesi ticaretini "milli görev" sayan MHP Milletvekili Hilmi Durgun'un sahibi olduğu Agrosel Tarım firması da Akit'in "yerli ve milli şirketler" kategorisi kapsamında değerlendirilebilir. Kendisi İsrail ile tohum değil gübre ticareti yaptıklarını beyan etmişti.

İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde dün İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşı ve Türkiye’nin İsrail ile ticaretini protesto etmek amacıyla protesto düzenlenmiş, kimi eylemcilere polisin şiddet uyguladığı görüntüler tepki çekmişti. Şiddet... Hem de başörtülü bacılarımıza... Hem de muhafazakar demokrat AKP hükümeti tarafından...

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olay ile ilgili olarak iki emniyet görevlisinin açığa alındığını ve mülkiye müfettişinin görevlendirildiğini aktardı. “Protesto gösterisi bittikten sonra göstericiler dağılmış ancak bir grup tüm uyarılara rağmen dağılmamış; devlet büyüklerine hakaret ederek güvenlik güçlerine mukavemet etmiştir” diyen Yerlikaya, 43 kişinin gözaltına alındığını, 38 kişinin kimlik kontrolü yapılarak serbest bırakıldığını, 5 kişinin ise ifadeleri alınarak adli işlem yapıldığını belirtti.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Türkiye'nin Gazze'ye havadan yardım ulaştırma talebini reddettiğini söyledi. Ankara yardım ulaştırma talebini reddeden İsrail’e karşı yeni tedbirler alınacağını duyurdu. Bakan Fidan, ilgili kurumların açıklama yapacağını söyledi ve detay vermedi. Fidan yardımın Ürdün makamlarından alınan izin sonrası İsrail’e iletildiğini ve ancak ret cevabı alındığını aktardı.

"Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere devlet kurumları Türkiye Cumhuriyeti'nin İsrail'le ticaretinin olmadığını defalarca açıklamasına karşın bazı kesimler, "İsrail'le ticaret" iddiasıyla provokatif eylemlere imza atıyor." diyen gazete ilan edilen yeni yeni tedbirleri işitince tükürdüğünü yalamış mıdır. Ticaret Bakanı'nın İsrail ile ticarete kısıtlama getirildiğini açıklamasının ardından, akıllara Anadolu Ajansı ve Yeni Akit'in İsrail ile ticaretle ilgili yaptığı haberlerin gelmemesi mümkün müydü?

Ticaret Bakanlığı, İsrail'e ihracata, inşaat demirinden yassı çeliğe, mermerden seramiğe kadar 54 ürün grubunda kısıtlama getirildiğini açıkladı. Kısıtlama kararının, İsrail Gazze'de ateşkes ilan edene kadar yürürlükte kalacağı belirtildi. İsrail de "Türk ekonomisine zarar verecek karşı tedbirler alınacağını" açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye'nin, "İsrail’in saldırıları başladıktan sonra Gazze’ye ve Gazze halkının yardımına koştuğu", başta "gıda, sağlık, tıbbi yardım ve binlerce hasta tahliyesi olmak üzere, gemilerle ve uçaklarla on binlerce ton yardımları ulaştırdığı" ifade edildi. Başka bir açıklamada İsral'in izin vermediği de ifade edilmişti.  "İsrail'in ise uluslararası hukuku alenen çiğnemeye devam ettiği" belirtildi. Özellikle BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Adalet Divanı’nın söz konusu kararlarının hukuken bağlayıcı olduğunu belirten bakanlık, "Türkiye, tüm bu kararların uygulanmasının takipçisi olacağını defaatle açıklamıştır" dedi.

Demek ki ne olmuş? Babaları İsrail'e beddualar gönderirken çocukları gemileri dolu göndermişler; geriye de boş dönmemişler.

07 Nisan 2024

Kripto Piyasası Nereye Gidiyor?

 


Önce Bitcoin...

İlk olarak 2008 yılında Satoshi Nakamoto tarafından bir Whitepaper ile dünyaya tanıtılan ve geleceğin para birimi olacağı iddia edilen Bitcoin’in (BTC) 2009’da icadından bu yana fiyatında büyük değişimler yaşandı. Başlangıçta değersiz olan bir Bitcoin, ekonomik gelişmelerin ardından yıllar sonra rekor kıran değerlere ulaştı.

Geçen yıllarda 50.000 ABD dolarına yükselen ve sonra 20.000 ABD doları seviyelerine kadar düşen Bitcoin önce kendini toparladı ve 30.000 dolar seviyesini yakaladı. 

Yükselişini sürdüren Bitcoin 70.000 ABD doları seviyesine tırmandı.

Bitcoin, uzun zamandir hepimizin gündemini meşgul eden bir konu. Buna rağmen Bitcoin’in hayatimiza nasil girdiğini anlatmak oldukça zor. Hatta Bitcoin’in ne oldugu konusunda hala soru isaretleri ve belirsizlikler mevcut. İyi kurulu sistem kendi yolunu çizer düsturunun canlı bir örnegi olarak Bitcoin ve kripto paraları gösterebiliriz. 

Kökeni şifreleme kadar eski olan, 2008 yilinda yayımlanan bir makaleyle adını işittiğimiz Bitcoin, Amerika’da baslayıp dünyayi kasıp kavuran 2008 küresel krizinden beri ekonomi gündemindeki yerini koruyor. Dünyadaki para trafiğinin paranın patronu olan merkez bankaları olmadan yürümemesine en büyük eleştirel eylem süphesiz kripto para sistemi ve Bitcoin olmustur. Kripto para akışı özelinde Bitcoin için kendi kurallarina göre mali akış sağlayan, bağımsız sunuculardan beslenen bir yazılım sistemi diyebiliriz. Bu sistem araciligiyla anonim kimliğinizi koruyarak mali islemlerde bulunabilir, olusturduğunuz cüzdanla herhangi bir denetime girmeksizin para akışı gerçekleştirebilirsiniz. Bu bağımsız özellik zaman zaman kara para sahiplerinin ve kanun dışı kazanç elde edenlerin de işine yarıyor.

Dönem dönem Bitcoin değerlerinde dalgalanmalar yaşansa da günümüze kadar değerini sürekli katladı ve 2021 yilinin ilk yarısında rekor tazelemeyi basardı. Bitcoin, 2021 yılındaki boğa piyasasının zirvelerinde durgunlaşırken, yatırımcılar daha büyük zirveleri beklemeye devam ediyor. Fiyatın 73.777 dolara kadar çıkmasıyla birlikte geçen yıl 30.000 dolara bitcoin alanlar servetlerini katladılar. Ancak bir gecede geçen yıla dönmeleri de mümkün.

Pi Coin'de Denizler Dalgalı

Kripto dünyasına henüz girmemiş ama girmeye hazırlanan Pi coinde ilginç gelişmeler oluyor: Pi coin merkez takımı açık ağa geçmediklerini, Pi alım satımı yapılamayacağını defalarca beyan ettikleri halde bazı borsa ve siteler müşterilerine hayali Pi coin sattılar. 1 ABD dolarından 300 ABD dolarına kadar fiyatlar ortaya çıktı.

Son zamanlarda Pi coin üreticilerine Çinli dolandırıcılar ve bu alım satıma kapalı olma durumundan istifade etmek isteyenler musallat oldu. 

Üreticilerin cüzdanlarını dolandırıcılık yaparak, düşük ücretler ödeyerek veya hackerların metodlarıyla boşaltanlar, Pi coin cüzdanlarını şişirmeye devam ederken üreticiyi korumakta kararlı olan Pi merkez takımı bu hızla şişen cüzdanları bloke etti. Bu sert adımı beklemeyen borsa, site ve yasa dışı alım satım yapanlar sitelerinde 30-40 ABD doları değerinde gösterdikleri Pi coinin değerini hızla 1 ABD dolarının altına çektiler. Bu hamleleri de işe yaramadı. Çünkü Pi coin henüz açık ağa çıkmamıştı. Merkez takımı alım satımlardan rahatsızdı.

Görünen odur ki açık ağa geçtiğinde Pi coin kripto piyasasında önemli bir aktör olacak. Belki Bitcoin ve Ethereum ile boy ölçüşmesi için erken ama çevreci üretim tekniği ve üyelerin dahil olacağı ekosistemle oldukça etkili olacak gibi...

28 Mart 2024

Türkmenistan ve Güney Kore Enerji ve Ulaştırma Sektörlerinde İşbirliği Görüşmeleri

 


Türkmenistan Halk Konseyi Başkanı ve eski devlet başkanı Gurbangulı Berdimuhamedov, Çarşamba günü Güney Kore Cumhuriyeti iş çevrelerinin temsilcileriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Görüşmede ikili işbirliğinin mevcut durumu ve gelecekteki yönlerine ilişkin konular ele alındı.

Koreli iş gruplarının temsilcileri, yabancı şirketlerin Türkmenistan'da etkin faaliyet göstermesi ve ortak yatırım projelerinin hayata geçirilmesi için sağlam bir temel oluşturulduğunu kaydederek, Türkmenistan ile iş birliği yapmanın kendileri için büyük bir onur olduğunu vurguladılar.

Toplantıda Türkmen lider, Galkınış gaz sahasının geliştirilmesinde işbirliğinin genişletilmesinin yanı sıra Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan uluslararası gaz boru hattının inşasının etkinleştirilmesi olanaklarına dikkat çekti. Bu bağlamda Gurbangulı Berdimuhamedov, Galkınısh gaz sahasının dördüncü aşamasının geliştirilmesi ve ülkede bir Kore dili eğitim merkezinin inşasına ilişkin önerilerde bulundu.

Çeşitli alanlarda işbirliği için büyük fırsatların bulunduğunu kaydeden işadamları, Türkmenistan'da yürütülen büyük ölçekli altyapı projelerine katılmaya hazır olduklarını doğruladı. Konuklar ayrıca, Türkmenistan Halk Danışma Konferansı'nda Başbakan tarafından dile getirilen önemli önerilerin ayrıntılı olarak inceleneceğini vurgulayarak, bunlar üzerinde uygun anlaşmalara varılacağına dair güvenlerini dile getirdiler.

Türkmen lider, akaryakıt, enerji ve sanayi sektörlerinde Koreli ortaklarla işbirliği için çok büyük fırsatların bulunduğunu bir kez daha vurguladı ve bu alandaki ortak projelerin başarıyla uygulanacağına olan güvenini dile getirdi.

Toplantıda, işbirliğinin stratejik yönlerinden biri olarak ulaştırma-lojistik ve kargo hava trafiğinin uygulanması vurgulandı. Ayrıca iki ülke arasında yolcu hava trafiğinin kurulması da planlanıyor.

Haberde de belirtildiği gibi Kore Cumhuriyeti temsilcileri, ülkede düzenlenen "Türkmenistan'da turizm gelişiminin ana eğilimleri ve fırsatları" konulu uluslararası konferansa katıldı. Sağlık kurumları arasında işbirliğine ilişkin anlaşmalar sağlandı, ikili belgeler imzalandı.

24 Mart 2024

Akkuyu Nükleer Güç Santralinde Çalışmalar Hızla İlerliyor

 


Yapılan açıklamaya göre, güvenlik sisteminin önemli parçalarından olan konsol kirişi, yerleştirildi. Oldukça büyük bir metal ekipman olan konsol kirişi, Akkuyu NGS'nin 4'üncü ünitesindeki basınç kabının alt kısmına yerleştirildi. Su temini, buhar giderme ve havalandırmanın yanı sıra ölçüm cihazları için iletişim geçişini düzenlemek üzere tasarlanan ekipman, güvenlik sisteminin önemli bir parçası olma özelliğini taşıyor.

Ağırlığı 166 ton, çapı 9,5 metre, yüksekliği ise 2,3 metre olan ekipman 6 ayrı parçadan oluşuyor. Bu parçalar, kuru koruma kabı ve kılavuz plakayı soğutmaya yarayan hava beslemesi sistemi için bir hava kolektörü alanı, şaft betonuna sabitlemek için destek ayakları, buhar çıkarma boruları, bakım için bir işlem koridoru, sensör koruması için kapak boruları ve reaktör şaftına hava erişimi için hava kanalı gibi bileşenleri barındırıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Akkuyu NGS Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh, Akkuyu NGS projesinde görev alan Rus ve Türk uzmanların çeşitli reaktör tesisi yapılarının kurulumunda geniş deneyime sahip olduklarını belirterek, "4'üncü ünitede konsol kirişinin kurulumu mükemmel bir şekilde gerçekleştirildi. Tüm operasyon sadece 3 saat sürdü. Bir sonraki aşamada yönlendirme plakası ve reaktörün kuru koruması kurulacak. 4'üncü ünitede ve diğer Akkuyu NGS tesislerinde montaj çalışmaları tüm standartlara ve güvenlik kurallarına uygun şekilde yürütülüyor."

Yaklaşık iki hafta önce de Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaat sahasında Uluslararası Standardizasyon Kuruluşu (ISO - International Organisation for Standardisation) sertifikalarının verildiği bir tören düzenlenmişti. 

Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinin  inşaat projesini yürüten ve Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu ROSATOM’un iştiraki AKKUYU NÜKLEER A.Ş, yönetim sisteminin uluslararası standartlar olan ISO 9001:2015, ISO 19443:2018, ISO 14001:2015 ve ISO 45001:2018’e uygunluğunu onaylayan sertifikaları aldı. ISO sertifikaları, Türkiye Cumhuriyeti Nükleer Düzenleme Kurumu ve ROSATOM’un tarafından zorunlu görülüyor. 

Bağımsız Sertifikasyon denetimi, Türk Akreditasyon Kurumundan (TÜRKAK) uluslararası akreditasyona sahip Türkiye Cumhuriyeti belgelendirme kuruluşu Kalitest tarafından gerçekleştirildi. 

Sertifikasyon denetimi sırasında şirketin faaliyetleri, Akkuyu NGS’nin tasarım, inşaat, kurulum ve devreye alma aşamalarındaki entegre yönetim sisteminin tüm süreçleri test edildi. Denetçiler yaklaşık 250 belgeyi inceleyerek AKKUYU NÜKLEER A.Ş.’nin 70 yönetici ve çalışanıyla görüşmeler yaptı. 

Sertifikasyon kurululu temsilcileri, denetim sonucunda herhangi bir uygunsuzluk veya eksiklik tespit etmedi. Denetçiler, ROSATOM’un yönetim sistemlerinin olumlu uygulamalarının sürekliliğinin ve etkin kullanımının sağlanması, nükleer güç güvenliği standartlarının çeşitli süreçlerde uygulanmasının etkin bir şekilde geliştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatının gereklerine uyma taahhüdü, belirlenen hedeflere ulaşma konusunda süreçte yer alanların katılımıyla şirketin entegre yönetim sisteminin yüksek bir olgunluk seviyesine ulaşması gibi şirketin güçlü yönlerini vurguladılar. 

Akkuyu Nükleer A.Ş Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Nükleer Güç Santrali (NGS) Yapı İşleri Direktörü Sergei Butckikh, ISO uluslararası standartlarının gerekliliklerine uygunluk sertifikalarının alınması konusunda şunları söyledi: “Şirketimiz, entegre yönetim sistemimizin ISO uluslararası standartlarının gerekliliklerine uygun olduğunun onaylandığı 2020 yılında sertifikasyon prosedüründen geçmiştir. 2023 yılında, yeniden sertifikalandırma prosedüründen geçmemiz gerekiyordu. Ayrıca ilk kez 2022 yılında şirketimizde uygulamaya koyulan ISO 19443:2018 ‘Nükleer güvenlik açısından önemli ürün ve hizmetleri tedarik eden nükleer enerji sektörü tedarik zinciri kuruluşları tarafından ISO 9001:2015'in uygulanması için özel gereklilikler (ITNS)’ standardının gerekliliklerine uygunluk için sertifikasyon prosedüründen geçtik. Sertifikasyon, ROSATOM'un ‘Türkiye Cumhuriyeti'nin nükleer altyapısını Akkuyu NGS inşaat projesi menfaatleri doğrultusunda iyileştirme planı” kapsamında yer alan, 2023 yılı için stratejik öneme sahip bir yükümlülüktü ve bunu başarıyla yerine getirdik. Uygunluk sertifikaları, yıllık denetimlerin olumlu sonuçlarına bağlı olarak 2026 yılına kadar geçerlilik süresi ile şirkete verildi. Bu, çalışmalarımızı geliştirmeye ve sürekli iyileştirme için çaba göstermeye devam edeceğimiz anlamına geliyor.” 

Kalitest Genel Müdürü Ogün Köse de açıklamasında, “Kalitest, kalite yönetimi, ekoloji, iş sağlığı ve güvenliği, nükleer güvenlik konularını içeren yönetim sistemini profesyonelce değerlendirmeye olanak tanıyan uluslararası akreditasyona ve yüksek yeterliliklere sahip Türk belgelendirme kuruluşudur. Şirketin entegre yönetim sisteminin belgelendirilmesini sağlayan AKKUYU NÜKLEER A.Ş.'deki çalışma arkadaşlarımıza katılımları ve sergiledikleri iş birliği için teşekkür ederiz” dedi. 

Denetim Grubu Başkanı Leonid Dvorkin de denetimin birkaç aşamada gerçekleştirildiğini kaydederek, “İlk aşamada, şirketin çeşitli alanlardaki performansının genel bir değerlendirmesini yaptık. Daha geniş kapsamlı olan ikinci aşama, çalışanlarla görüşmeyi, uluslararası standartların gerekliliklerine uygunluğu doğrulayan belgelerin kontrol edilmesini ve personelin çalışmasının izlenmesini içeriyordu. Başka bir deyişle, çalışanların pratik çalışmaları ile uluslararası standartlar ve şirket belgelerinde belirtilen gereklilikler arasındaki uyumu fiilen kontrol ettik. Benzer denetimler yıllık olarak gerçekleştirilecek ve şirket içindeki süreçlerin sürekli olarak iyileştirilmesine olanak tanıyacaktır” diye konuştu.

AKKUYU TÜRKİYE'DE AMA TÜRKİYE'NİN SANTRALDE HİSSESİ YOK

Akkuyu sahası, imzalanan devletlerarası ikili anlaşma sonucunda Rus kamu şirketi Atomstroyexport'a (ROSATOM'a bağlı Atomenergoprom'un alt şirketi) bedelsiz teslim edilmiştir. Rus kamu şirketi buraya kendi bulacağı finansal kaynaklarla nükleer santral inşa edecektir. Üreteceği elektriği satın alma garantisi de verilmiştir.

Rusya ile yapılan sözleşme çerçevesinde bitirilecek ilk iki reaktörün üretiminin %70’i Türkiye’nin, %30’u Rusya’nın olacak, son iki reaktörün üretiminin % 30’u Türkiye’nin, %70’i Rusya’nın olacaktı. Bir başka deyişle; yapılacak reaktörlerin iki tanesi bizim, diğer ikisi Rusya’ya ait olacaktır. Bir başka deyişle, Türkiye yönetiminde bulunacak her reaktörün maliyeti, piyasa fiyatlarına göre yaklaşık 2,5 Milyar dolar değil, 11 Milyar dolar olacaktı. Rusya, kendi reaktör payı üzerinden ürettiği elektriği istediği fiyatla pazarlama şartı da getirmişti. Hükümet, milletimize karşı oluşturduğu bir algı yönetimi ile bütün reaktörleri Türkiye’nin malı gibi göstermektedir. Ancak yeni gelişmeler bu santralin tamamının Rusya’nın malı olduğu yönündedir.

Bu Reaktörlerin, hatta santralin tamamının Türkiye’ye ait olmadığına dair iki gelişme yaşanmıştır.


Bunlardan ilki 14 Haziran 2022 tarihinde, D8’in 25 yıl kutlamaları çerçevesinde, toplantıya katılan Rusya Federasyonu Büyükelçiliği Müsteşarı Sayın Doç. Dr.Aleksandr Sotniçenko ile Akkuyu Nükleer Santrali üzerine yaptığımız özel görüşmedir. Bu sohbette Sayın Müsteşar, Akkuyu Nükleer santralinin Rusya’nın malı olduğunu, Rusya’nın Türkiye’deki bir yatırımı olduğunu, birkaç şahit huzurunda açıkça ifade etmişti( Şekil 2).

 

Bunu teyid eden İkinci olay ise, Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in Bloomberg basın ajansına yaptığı açıklamadır. Bu açıklamada Putin, Akkuyu Nükleer santralinin %99’unun ROSATOM şirketine ait olduğunu ve tamamlanması için 15 milyar dolar göndereceğini ifade etmiştir(https://www.diken.com.tr/putinden-erdogana-15-milyar-dolarlik-akkuyu-jesti-piyasalari-oynatti/)  .


Hükümetimiz ise, Rusya’nın sahibi olduğu Akkuyu nükleer Santraline yaptığı yatırımı, Rusya’nın bir jesti gibi gösterme gayreti içine girmiştir. Bu ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla Türkiye, Akkuyu Nükleer Santrali üzerindeki bütün haklarını Rusya’ya devretmiş gözükmektedir.