Milli Güç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Milli Güç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ağustos 2024

Mehmet Attığını Vurdu, Karavanacılar Bakakaldı

ABD Kara Kuvvetleri Avrupa ve Afrika Komutanlığı tarafından Almanya'da düzenlenen “8'inci Avrupa En İyi Keskin Nişancı Timi Yarışması” Türk Silahlı Kuvvetlerinin şampiyonluğuyla sona erdi.

08 Ağustos 2024

İsrail’in "Demir Kubbesi", Türkiye'nin "Çelik Kubbesi"

Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) Toplantısı'nı gerçekleştirdiklerini belirterek, "Toplantıda birçok kritik projede önemli kararlar alındı. Kararların en kısa sürede en doğru şekilde hayata geçmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.

28 Haziran 2024

Milli İstihbarat Akademisi Lisansüstü Başvuruları Başladı

 


Milli İstihbarat Akademisi'nin akademik nitelikte uzmanlar yetiştirmek için açtığı lisansüstü programlarına başvurular başladı. Akademi bünyesinde açılan lisansüstü programlara sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları başvurabilecek.

Milli İstihbarat Akademisi 2024/2025 Eğitim-Öğretim Yılı Güz Dönemi lisansüstü programlarına başvurular başladı.

Milli İstihbarat Akademisinden yapılan açıklamaya göre, başvurular bugünden itibaren 5 Temmuz'a kadar "basvuru.mia.edu.tr" adresinden alınacak.

Sadece lisansüstü eğitim verilecek Akademi'de ilk sene iki yüksek lisans programına öğrenci alımı yapılacak.

Adaylar, İstihbarat ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü bünyesindeki "İstihbarat Çalışmaları Tezli Yüksek Lisans Programı" ve "Güvenlik Çalışmaları Tezli Yüksek Lisans Programı"na başvuruda bulunabilecek.





30 Mart 2024

Anadolu Kartalı Tatbikatına Pist Onarımı Arası Verildi

Uluslararası Anadolu Kartalı Tatbikatı’nın iptal edildiğine yönelik iddialar ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı kaynakları açıklama yaptı.

Konya'da bulunan 3. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda periyodik olarak icra edilen Uluslararası Anadolu Kartalı Tatbikatı‘na, bu yıl pist onarımı nedeniyle kısa bir ara verilecek. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, konuyla ilgili ‘iptal edildi’ iddialarına şöyle cevap verildi:

“NATO Güvenlik Yatırımları Programı kapsamında Mayıs 2023 ile Mayıs 2025 tarihleri arasında 3’üncü Ana Jet Üs K.lığı/Konya’da gerçekleştirilmekte olan Konya Havaalanı Ana pist restorasyonundan dolayı 2024 yılı Uluslararası Anadolu Kartalı Eğitimi icra edilmeyecektir.

Uluslararası Anadolu Kartalı Eğitimi’nin 2025 yılının Haziran ayında 3’üncü Ana Jet Üs K.lığı/Konya’da icra edilmesi planlanmaktadır. Millî Anadolu Kartalı Eğitimi ise uçaklar kendi meydanlarından kalkış-iniş yapacak şekilde 15-26 Nisan 2024 tarihleri arasında icra edilecektir.”



24 Mart 2024

Akkuyu Nükleer Güç Santralinde Çalışmalar Hızla İlerliyor

 


Yapılan açıklamaya göre, güvenlik sisteminin önemli parçalarından olan konsol kirişi, yerleştirildi. Oldukça büyük bir metal ekipman olan konsol kirişi, Akkuyu NGS'nin 4'üncü ünitesindeki basınç kabının alt kısmına yerleştirildi. Su temini, buhar giderme ve havalandırmanın yanı sıra ölçüm cihazları için iletişim geçişini düzenlemek üzere tasarlanan ekipman, güvenlik sisteminin önemli bir parçası olma özelliğini taşıyor.

Ağırlığı 166 ton, çapı 9,5 metre, yüksekliği ise 2,3 metre olan ekipman 6 ayrı parçadan oluşuyor. Bu parçalar, kuru koruma kabı ve kılavuz plakayı soğutmaya yarayan hava beslemesi sistemi için bir hava kolektörü alanı, şaft betonuna sabitlemek için destek ayakları, buhar çıkarma boruları, bakım için bir işlem koridoru, sensör koruması için kapak boruları ve reaktör şaftına hava erişimi için hava kanalı gibi bileşenleri barındırıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Akkuyu NGS Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh, Akkuyu NGS projesinde görev alan Rus ve Türk uzmanların çeşitli reaktör tesisi yapılarının kurulumunda geniş deneyime sahip olduklarını belirterek, "4'üncü ünitede konsol kirişinin kurulumu mükemmel bir şekilde gerçekleştirildi. Tüm operasyon sadece 3 saat sürdü. Bir sonraki aşamada yönlendirme plakası ve reaktörün kuru koruması kurulacak. 4'üncü ünitede ve diğer Akkuyu NGS tesislerinde montaj çalışmaları tüm standartlara ve güvenlik kurallarına uygun şekilde yürütülüyor."

Yaklaşık iki hafta önce de Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaat sahasında Uluslararası Standardizasyon Kuruluşu (ISO - International Organisation for Standardisation) sertifikalarının verildiği bir tören düzenlenmişti. 

Türkiye’nin ilk nükleer güç santralinin  inşaat projesini yürüten ve Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu ROSATOM’un iştiraki AKKUYU NÜKLEER A.Ş, yönetim sisteminin uluslararası standartlar olan ISO 9001:2015, ISO 19443:2018, ISO 14001:2015 ve ISO 45001:2018’e uygunluğunu onaylayan sertifikaları aldı. ISO sertifikaları, Türkiye Cumhuriyeti Nükleer Düzenleme Kurumu ve ROSATOM’un tarafından zorunlu görülüyor. 

Bağımsız Sertifikasyon denetimi, Türk Akreditasyon Kurumundan (TÜRKAK) uluslararası akreditasyona sahip Türkiye Cumhuriyeti belgelendirme kuruluşu Kalitest tarafından gerçekleştirildi. 

Sertifikasyon denetimi sırasında şirketin faaliyetleri, Akkuyu NGS’nin tasarım, inşaat, kurulum ve devreye alma aşamalarındaki entegre yönetim sisteminin tüm süreçleri test edildi. Denetçiler yaklaşık 250 belgeyi inceleyerek AKKUYU NÜKLEER A.Ş.’nin 70 yönetici ve çalışanıyla görüşmeler yaptı. 

Sertifikasyon kurululu temsilcileri, denetim sonucunda herhangi bir uygunsuzluk veya eksiklik tespit etmedi. Denetçiler, ROSATOM’un yönetim sistemlerinin olumlu uygulamalarının sürekliliğinin ve etkin kullanımının sağlanması, nükleer güç güvenliği standartlarının çeşitli süreçlerde uygulanmasının etkin bir şekilde geliştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatının gereklerine uyma taahhüdü, belirlenen hedeflere ulaşma konusunda süreçte yer alanların katılımıyla şirketin entegre yönetim sisteminin yüksek bir olgunluk seviyesine ulaşması gibi şirketin güçlü yönlerini vurguladılar. 

Akkuyu Nükleer A.Ş Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Nükleer Güç Santrali (NGS) Yapı İşleri Direktörü Sergei Butckikh, ISO uluslararası standartlarının gerekliliklerine uygunluk sertifikalarının alınması konusunda şunları söyledi: “Şirketimiz, entegre yönetim sistemimizin ISO uluslararası standartlarının gerekliliklerine uygun olduğunun onaylandığı 2020 yılında sertifikasyon prosedüründen geçmiştir. 2023 yılında, yeniden sertifikalandırma prosedüründen geçmemiz gerekiyordu. Ayrıca ilk kez 2022 yılında şirketimizde uygulamaya koyulan ISO 19443:2018 ‘Nükleer güvenlik açısından önemli ürün ve hizmetleri tedarik eden nükleer enerji sektörü tedarik zinciri kuruluşları tarafından ISO 9001:2015'in uygulanması için özel gereklilikler (ITNS)’ standardının gerekliliklerine uygunluk için sertifikasyon prosedüründen geçtik. Sertifikasyon, ROSATOM'un ‘Türkiye Cumhuriyeti'nin nükleer altyapısını Akkuyu NGS inşaat projesi menfaatleri doğrultusunda iyileştirme planı” kapsamında yer alan, 2023 yılı için stratejik öneme sahip bir yükümlülüktü ve bunu başarıyla yerine getirdik. Uygunluk sertifikaları, yıllık denetimlerin olumlu sonuçlarına bağlı olarak 2026 yılına kadar geçerlilik süresi ile şirkete verildi. Bu, çalışmalarımızı geliştirmeye ve sürekli iyileştirme için çaba göstermeye devam edeceğimiz anlamına geliyor.” 

Kalitest Genel Müdürü Ogün Köse de açıklamasında, “Kalitest, kalite yönetimi, ekoloji, iş sağlığı ve güvenliği, nükleer güvenlik konularını içeren yönetim sistemini profesyonelce değerlendirmeye olanak tanıyan uluslararası akreditasyona ve yüksek yeterliliklere sahip Türk belgelendirme kuruluşudur. Şirketin entegre yönetim sisteminin belgelendirilmesini sağlayan AKKUYU NÜKLEER A.Ş.'deki çalışma arkadaşlarımıza katılımları ve sergiledikleri iş birliği için teşekkür ederiz” dedi. 

Denetim Grubu Başkanı Leonid Dvorkin de denetimin birkaç aşamada gerçekleştirildiğini kaydederek, “İlk aşamada, şirketin çeşitli alanlardaki performansının genel bir değerlendirmesini yaptık. Daha geniş kapsamlı olan ikinci aşama, çalışanlarla görüşmeyi, uluslararası standartların gerekliliklerine uygunluğu doğrulayan belgelerin kontrol edilmesini ve personelin çalışmasının izlenmesini içeriyordu. Başka bir deyişle, çalışanların pratik çalışmaları ile uluslararası standartlar ve şirket belgelerinde belirtilen gereklilikler arasındaki uyumu fiilen kontrol ettik. Benzer denetimler yıllık olarak gerçekleştirilecek ve şirket içindeki süreçlerin sürekli olarak iyileştirilmesine olanak tanıyacaktır” diye konuştu.

AKKUYU TÜRKİYE'DE AMA TÜRKİYE'NİN SANTRALDE HİSSESİ YOK

Akkuyu sahası, imzalanan devletlerarası ikili anlaşma sonucunda Rus kamu şirketi Atomstroyexport'a (ROSATOM'a bağlı Atomenergoprom'un alt şirketi) bedelsiz teslim edilmiştir. Rus kamu şirketi buraya kendi bulacağı finansal kaynaklarla nükleer santral inşa edecektir. Üreteceği elektriği satın alma garantisi de verilmiştir.

Rusya ile yapılan sözleşme çerçevesinde bitirilecek ilk iki reaktörün üretiminin %70’i Türkiye’nin, %30’u Rusya’nın olacak, son iki reaktörün üretiminin % 30’u Türkiye’nin, %70’i Rusya’nın olacaktı. Bir başka deyişle; yapılacak reaktörlerin iki tanesi bizim, diğer ikisi Rusya’ya ait olacaktır. Bir başka deyişle, Türkiye yönetiminde bulunacak her reaktörün maliyeti, piyasa fiyatlarına göre yaklaşık 2,5 Milyar dolar değil, 11 Milyar dolar olacaktı. Rusya, kendi reaktör payı üzerinden ürettiği elektriği istediği fiyatla pazarlama şartı da getirmişti. Hükümet, milletimize karşı oluşturduğu bir algı yönetimi ile bütün reaktörleri Türkiye’nin malı gibi göstermektedir. Ancak yeni gelişmeler bu santralin tamamının Rusya’nın malı olduğu yönündedir.

Bu Reaktörlerin, hatta santralin tamamının Türkiye’ye ait olmadığına dair iki gelişme yaşanmıştır.


Bunlardan ilki 14 Haziran 2022 tarihinde, D8’in 25 yıl kutlamaları çerçevesinde, toplantıya katılan Rusya Federasyonu Büyükelçiliği Müsteşarı Sayın Doç. Dr.Aleksandr Sotniçenko ile Akkuyu Nükleer Santrali üzerine yaptığımız özel görüşmedir. Bu sohbette Sayın Müsteşar, Akkuyu Nükleer santralinin Rusya’nın malı olduğunu, Rusya’nın Türkiye’deki bir yatırımı olduğunu, birkaç şahit huzurunda açıkça ifade etmişti( Şekil 2).

 

Bunu teyid eden İkinci olay ise, Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in Bloomberg basın ajansına yaptığı açıklamadır. Bu açıklamada Putin, Akkuyu Nükleer santralinin %99’unun ROSATOM şirketine ait olduğunu ve tamamlanması için 15 milyar dolar göndereceğini ifade etmiştir(https://www.diken.com.tr/putinden-erdogana-15-milyar-dolarlik-akkuyu-jesti-piyasalari-oynatti/)  .


Hükümetimiz ise, Rusya’nın sahibi olduğu Akkuyu nükleer Santraline yaptığı yatırımı, Rusya’nın bir jesti gibi gösterme gayreti içine girmiştir. Bu ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla Türkiye, Akkuyu Nükleer Santrali üzerindeki bütün haklarını Rusya’ya devretmiş gözükmektedir.

 


10 Mart 2024

Ülkemizde ve Dünyada Nükleer Santraller

 


Ekonominin önemli bir lokomotifi olan enerjide arz güvenliğinin tahkim edilmesi için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın yanı sıra nükleer enerjiyi de enerji arz portföyümüze dâhil etme zorunluluğumuz bulunmaktadır.

 

Nükleer santraller 7 gün 24 saat iklim ve meteorolojik koşullara bağlı olmaksızın çalışabilen baz yük santrallerdir. Bunun yanında, nükleer santrallerin kapasite faktörü %90 civarındadır ve işletme ömürleri yeni nesil nükleer santrallerde 60 yıldır. Ayrıca nükleer santraller, işletim sırasında sera gazı salımı yapmaz ve kurulum alanı olarak diğer alternatiflere göre çok daha küçük alanlara ihtiyaç duyar. Bu nedenle, nükleer santraller bir yandan sürdürülebilir enerji arzını sağlarken diğer yandan çevrenin, doğal yaşamın ve gelecek nesillerin korunmasında öne çıkan en önemli alternatiflerden biridir. Ek olarak, nükleer santraller iklim krizlerine karşı önleyici yönde katkı sunarlar. 

 

Bu bağlamda, ülkemizin ilk nükleer santrali olarak inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinde ilk reaktörün 2023 yılında işletmeye alınması için çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Dünyada nükleer santraller görünümüne bakıldığında ise; 31 ülkede 440 nükleer santralin bulunduğu ve 31 ülkenin içerisindeki 10 ülkenin nüfusunun İstanbul’dan az olduğu görülmektedir.

 

Petrol ve doğal gaz zengini ülkeler dahi nükleer enerjiyi elektrik üretiminde kullanmaktadır. Şu an dünyada 54 nükleer reaktörün inşaatı devam etmektedir. İnşa halindeki nükleer reaktörlerin 11’i Çin’de, 7’si Hindistan’da, 4’ü ise Rusya’dadır. Bunun yanında Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4, Güney Kore’de 4, ABD’de 2 ve Fransa’da 1 nükleer reaktör inşa halindedir.

 

Fukuşima kazası sonrası Almanya, işletme ömrü dolmuş ancak işletilmeye devam edilen nükleer santralleri kapatmıştır. Almanya'da şu an 6 nükleer reaktör işletme halindedir. Bu reaktörler, 2019 yılında toplam 71 TWh elektrik üretimi ile Almanya’nın elektrik arzının yaklaşık %14’ünü gerçekleştirmiştir. Japonya ise geçici olarak durdurduğu nükleer santralleri güvenlik denetimlerinin ardından tekrar işletmeye almaktadır.

 

Nükleer santraller sadece elektrik üretim tesisi olmayıp istihdam, insan kaynakları, teknoloji vb. gibi birçok alanda da önemli katkılar sunmaktadır. 4 ünitelik bir nükleer santralde inşaatın zirve noktasında çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 10.000 kişi istihdam edilecektir. İşletme döneminde ise 3500 kişi çalışacaktır. 

07 Mart 2024

Milli Gücün Unsurları

 Milli menfaatlere ulaşılabilmesi ve milli hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan vasıtaların tümüne milli güç unsuru adı verilir. Uluslar, hedef ve çıkarlarını gözetebilmek ve bunları gerçekleştirebilmek için çeşitli enstrümanlar kullanır. Bu, hedef ve çıkarın türüne göre değişiklik gösterebilmektedir. Ancak bir bütün halinde incelendiğinde bu enstrümanların tümü ulusun politikalarına, huzuruna ve refahına hizmet etmek için kullanılır. Bu yazıda bir ulusun milli politikalarını gerçekleştirmek için başvurabileceği milli güç unsurları açıklanacaktır.

Politik Güç: Politik ya da siyasi güç bir ülkenin siyasetinin gücünü ifade eder. Ülkenin bağlı bulunduğu siyasi ittifaklar, imzalamış olduğu uluslararası antlaşmalar, hukuk sisteminin etkinliği ve insanların ülkedeki adalete güvenmesi, ülkede kuvvetler ayrılığının etkinliği politik gücü etkileyen unsurlardan bazılarıdır. Örneğin Türkiye’nin NATO üyesi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne taraf olan bir devlet olarak Rusya Ukrayna krizinde atmış olduğu adımlar hem uluslararası arenadaki saygınlığını artırmış hem de Karadeniz’de bir barış ortamı oluşmasına katkı sunarak ya da krizin Karadeniz üzerindeki etkilerini hafifleterek Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamasına yardımcı olmuştur.

Askeri Güç: Askeri güç, milli gücün en önemli unsurlarından biridir. Ülkenin bütünlüğünün ve milli gücün diğer unsurlarının korunması için önemli bir etkendir. Ülkenin silahlı kuvvetlerinin personelinin özverisi ve yetenekleri, sahip olunan silah sistemleri ve ülke endüstrisinin silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarının ne kadarını karşılayabildiği askeri gücü belirleyen faktörlerdir. Milli güç unsurları tek başına değil bir bütün olarak kullanıldığında anlamlı faydalar üretebilir. Bu nedenle askeri güç, milli gücün diğer unsurlarından oldukça etkilenmektedir. Askeri gücün etkinliği ülkenin caydırıcılığıyla ve güvenliğiyle yakın ilişki içerisindedir.

Ekonomik Güç: Ülkenin sahip olduğu ekonomik kaynakları, üretkenliği ve refahı etkileyen milli güç unsurudur. Ülkenin sanayileşmiş olması, katma değerli ürün ihraç etmesi fiyat istikrarının sağlanması, işsizlik oranının düşük olması ve işgücüne katılımın oranının yüksek olması ülkenin ekonomik gelişmişlik seviyesini gösterir. Ülkenin ekonomik olarak güçlü olması ve dışa bağımlılığının düşüklüğü milli güce olumlu anlamda katkı sağlar.

Psikososyal Güç: Psikososyal ve kültürel güç genel olarak millet olma bilincine erişmiş insan topluluğunun gücünü ifade eder. Ülkede yaşayan insanların ülkü birliği içinde bulunması, benzer davranış biçimi sergilemesi ve zorluklarla mücadele ederken birlik olması psikososyal güçtür.

Bilimsel ve Teknolojik Güç: Ülkenin bilime olan katkısı saygınlığını belirler. Bilime katkı sunacak araştırmalar yapan ve bunları yayımlayan devletler gelişmiş devletlerdir. Yapılan akademik yayınlar ve bunların kalitesi, elde edilen bilimsel bilginin dünya ile paylaşılması ve bu bilgilerin teknoloji geliştirmek için kullanılması milli güç açısından önemlidir. Üretilen teknolojiler ülke halkının ve dünyanın huzuru ve refahına katkı sağlar. Örneğin Covid pandemisi başladığında Arçelik, Aselsan ve Baykar’ın ortak bir girişimle ventilatör cihazları üretmesi buna verilebilecek bir örnektir. Atılan bu adımla birlikte hem Türkiye bu alandaki dışa bağımlılıktan kurtulmuş hem de bu cihazı üretebilecek bilimsel ve teknolojik yetkinliğe sahip olduğunu ispat etmiştir. Bu cihazların ihtiyaç duyulan ülkelere bağışlanması Türkiye’ye duyulan sempatinin artmasına sebep olmuş ve ülkenin politik saygınlığını pekiştirmiştir.

Demografik Güç: Ülkenin nüfus gücüdür. Ülkenin toplam nüfusu, genç nüfusu, nüfus artış hızı gibi faktörlerden oluşmaktadır. Demografik gücün önemine en iyi örnek Çin’dir. Nüfus gücünü kullanarak dünyanın üretim merkezine dönüşen Çin zamanla teknolojik ve askeri gücünü artırarak süper güce dönüşmüştür. Türkiye’nin nüfus gücü de hatırı sayılır bir önem arz etmektedir. Avrupa’nın Rusya’dan sonra en kalabalık nüfusa sahip ülkesi Türkiye’dir. Kalabalık ve genç nüfus Türkiye açısından önemli bir güçtür. Çünkü Türkiye bu sayede hem önemli bir pazar hem de önemli bir üretici konumundadır. Bu durum Türkiye’nin pazarlık gücünü artıran bir unsurdur. Ülkelerin demografik gücünü olumsuz etkileyen en önemli husus ise düzensiz göç problemleridir.

Stratejik-Coğrafi Güç: Ülkenin coğrafi konumunun sağladığı güçtür. ABD’nin iki okyanus arasında korunaklı bir konumda bulunarak hızla gelişmesi ya da Türkiye’nin üç kıtanın kesişim noktasında transit geçiş güzergahında bulunarak bundan fayda elde etmesi coğrafi güce örnek verilebilir. Coğrafi güç ülkenin ekonomik, demografik ve askeri gücüyle doğrudan ilişki içindedir.



Milli Kültür

 Bir milletin kimliğini, karakteristik özelliklerini ve tarihini yansıtan değerlere milli kültür adı verilir

Her milletin kendine özgü gelenekleri, edebiyatı ve değerler sistemi vardır.

Kültürü oluşturan en önemli etkenlerin başında ise dil ve din gelir.

Kültür Nedir?

 ” Kültür kelimesi Latince ”ekmek,ekilebilir hale getirmek” anlamına gelen uzak kök ”colere” sözcüğünden ”cultura” ve ”cultus” (ziraat, yetiştirmek,imar, bitkilendirme ve işlenilebilir toprağın işlenmesi) yakın kök olarak türemiştir. Tarımla ilgili olan tüm bu kullanımların ortak noktası doğal olarak, insan eli değmeden oluşan şeylerin aksine, biçimlenerek meydana getirilmiş yani ”insan tarafından yapılmış olanı” nitelemesidir.”

Colere sözcüğünden yakın kök cultura olarak türemiştir. Sonrasında bu anlamlar ayrılmış ve ”ikamet” anlamına gelen ”colonus” kelimesinden ”colony”, ”ibadetle onurlandırmak” anlamına gelen ”cultus” kelimesinden ”cult”a dönüşmüştür. Kültür ilk kullanımlarının tümünde bir sürecin adıydı: bir şeyin özellikle ekinler ve hayvanların bakımı.”

Raymond Williams’ın Anahtar Sözcükler kitabından bir bölüme göz atalım :

”16. yüzyılın başlarından itibaren doğal büyümenin gözetilmesi insan gelişim sürecini de içine alacak biçimde genişlemişti. Böylece More – To The Culture And Profit Of Their Minds / Bacon- The Culture And Manurance Of Minds / Hobbes- A Culture Of Their Minds/ Johnson- Neglected the Culture of Understanding diye yazacaktı…Bağımsız bir sözcük olarak culture‘ın yayılması 19. yüzyılın ortalarını bulur… Bu anlamda Herder’in Ideas on the Philosophy of the History of Mankind eseri bu kelimenin anlamında belirleyici bir değişikliğe sebep oldu.”

Kültür kelimesi günlük dilde o kadar farklı anlamlar, konseptler ve bağlamlarda kullanılmakta ki, bu hem bir anlam genişlemesi hem de bir anlam kaybı halini almış durumda… Kültür hem deyimsel olarak kullanılırken hem de bu kelimeden sayısız kelime türetilmiş durumda (yemek kültürü, tartışma kültürü, çalışma kültürü…)”

Kültür yaygın kanının aksine, bir ülkenin sınırları içerisinde yaşayan, yalnızca elit zümreye ait olan, sadece sanat ve edebiyatla veyahut ulus olmakla ilgili bir kavram değildir. Daha iyi anlamak için öncelikle bu kullanımlara bir göz atalım :

1- MİLLİ (NASYONEL) KÜLTÜR

Bir ülkenin sınırları içinde kalan ve o ülkede yaşayan ulusa ait adet, töre, gelenek, görenek, inanış ve ritüelleri belirten kavram.

2-YÜKSEK KÜLTÜR

Bir toplumdaki estetik açıdan en güzel ve muhteşem ürünlerdir. Güzel sanatlar bunun bir örneğidir.

3- POPÜLER KÜLTÜR

Geniş halk kitlelerince tüketilen kültür ürünlerinin genel adıdır.

4-KİTLE KÜLTÜRÜ

Geniş kitlelerin tüketmesi için sistematik olarak üretilen kültür ürünleridir.

5-EGEMEN KÜLTÜR

Bir toplum ya da grubun çoğunluğunun ait olduğu kültür.

gibi kavramlar kültürün tabir-i caizse çeşitlerinden olmasına karşın geniş kitlelerce kültürün kendisi olarak algılanmaktadır.

Günümüzde kültürel çalışmaların genel kabulünü oluşturan kültür tanımı, 20.yüzyılda Birmingham Kültür Araştırmaları Enstitüsü’nden Raymond Williams tarafındahayat tarzı (the way of life) olarak tanımlamıştır.

Birminhgam Ekolü üyelerine göre kültür bir tabakaya, bir topluma, bir sınıfa, belirli bir çevreye ait olan bir şey değildir. Kültür insanların yaşayış biçimidir. Bununla kast edilen şey insanlar tarafından oluşturulmuş olan her şeyin kültürün bir parçası olduğudur. Kültür yalnızca klasik müzik parçaları ve elitlerce üretilip tüketilen sanat eserleri değil, farklı tabakalardan insanların kavrayış, etkileşim ve var olma biçimidir.

Milli Güç Nedir?

 Bir milletin milli menfaatlerini sağlamak ve milli hedeflerini elde etmek için kullanabileceği ekonomik, askeri, siyasi, insan gücü, coğrafi, sosyo-kültürel, psiko-sosyal ve bilimsel-teknolojik vb. güçlerden oluşan maddi ve manevi unsurların toplamıdır.

Millet Nedir?

Siyasi bir birlik şeklinde yaşayan veya ortak mazi ve kültüre sahip olan yahut devlet şeklinde teşkilatlanmış fert ve zümrelerin toplamına millet denir.