Duyduk ki, bir cemaat lideri(?) ölmüş. Olağandır, her fani bir gün gelecek ve o anı yaşayacaktır. Bundan kaçış yok..!
Önemli olan nasıl, nerede ve ne zaman öldüğü değil elbette.
Ölenin arkasından söylenenler çok ama çok önemli..!
Bizde bir fani musallaya konduğu zaman imamın sorduğu soruya verilen cevaplar türlü türlüdür...
İmam, mevtayı nasıl bilirdiniz? diye sorduğunda ya "iyi bilirdik" ya da " amelinin hayrını görsün" şeklinde bir cevap alır...
İkinci olarak, "Mümin ve muvahhit olduğuna şahit misiniz?" diye sorar...
Son olarak da "Hakkınızı helâl ediyor musunuz?" diye sorar, ondan sonra cenaze namazını kıldırmaya geçer...
Gelenek böyledir.
Cemaatin sessizliği, musallada yatan kişinin kötülüğünün bir işaretidir...
Şimdi bir cenaze var. Belki cenaze ABD' de defnedilecek, cenaze namazı orada kılınacak..!
Belki de vasiyetine uygun şekilde defin yapılacak . ( Kanun kaçağı, vatan haini, Demokrasi ve Cumhuriyet düşmanı gibi ünvanlarına bakmaksızın birisi çıkar bu konuda fetva verirse şaşmayalım.)
Bir sorun var gibi. Ölen cemaat liderinin cenaze namazını kim kıldıracak? Namaz için ardına alacağı cemaatin sessizliği halinde nasıl davranacak?
İmam, soracağı sorulara ne cevap alacak bilemiyorum...
Ben sessizlerdenim.
Öyle ya bir zamanlar ardından gözyaşı dökülen sonra da 15 Temmuz hain kalkışması ile vatan haini ilan edilen bir şahsiyet için neler söylenecek neler...!
Bu cenaze namazında imam olmak da zor, cemaat olmak da... Yine de cenaze namazı kılınacak, yine de o sorular sorulacak...
Gıyabi cenaze namazı kılacaklar da olacaktır mutlaka... Belki de kelime oyunları ile, göstermelik bir tabutla bir çok yerde cenaze namazı kılma teşebbüsleri bile yaşanacaktır...
Hangi halde olursa olsun cemaatin çoğunluğu sessiz kalacaktır diye bir düşünce taşıyorum... Yandaşları hakkını helâl etse bile milyonlar haklarını helâl etmeyecektir... Çünkü; milyonlarca insanın cumhuriyet ve demokrasi düşmanı bir kişiye hakkını helâl etmesini beklemek saflık olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder