Tam 22 yıl bitti, 23.yıl da neredeyse bitiyor...
Bir fidan düşünün 22 yıl önce toprakla buluşmuş... Bu gün meyvelerle dolu, sahibine fayda sağlıyor.
Bir insan düşünün, 22 yıl önce dünyaya gözlerini açmış, şu an ya üniversitede öğrenci, ya kışlada asker, ya evinde anne baba... Yani herkes işinde gücünde.
Bir iktidar düşünün, 22 yıl önce büyük umutlarla iktidara gelmiş, tam yirmiiki yıl altı aydır ülkeyi tek başına yönetmiş, bu yetkiyi genelde kullandığı gibi yerelde de kullanmış, tercih ettiği turuncu renk ile neredeyse tüm Türkiye haritasını turuncu renge boyamış bir iktidar.
Duble yollar, otoyollar, köprüler, şehir hastahaneleri, hava alanları, her ile bir üniversite ...hizmetleri getirmiş...
Yollar ve köprüler araç garantili,
Hava alanları yolcu garantili,
Şehir hastahaneleri hasta garantili,
Üniversiteler öğrenci garantili...
Garantisiz hiçbir hizmet yok. Sadece üniversite bitiren gençlere iş garantisi yok..
Hakkını arayanlara su ve biber gazı, ses çıkaranlara gözaltı, tutuklanma ve koğuş istirahatı garantisi unutulmamış.
Bütün bu mal ve hizmetlerin yerine getirilmesi için gerekli yetki , yasa ve yönetmeliklerle oynanıp bir çırpıda olmazsa bile KHK ile en kısa zamanda yürürlüğe girmiş, Her iş en hızlı şekilde yapılır olmuş.
Bu yirmiiki yıl altı aylık dönemde tüm bu kadarı da olmaz dediklerimizin hepsi olmuş...
Sonuç,
Bu gün, halkın büyük bir çoğunluğu mutsuz.
Açlık, yokluk ve yoksulluk çok geniş bir toplum kesimini etkilemiş durumda.
Hak arayışları için milyonlar ayakta.
Hukuk mücadelesi için meydanlar az gelmeye başlamış, protestolar okulların içine veya bahçesine öğrencilerin kapatılıp kapılarının kilitlenmesiyle önlenmeye çalışılıyor...
Seçimle gelenin yine seçimle gideceği ilkesine dayanan demokrasi anlayışı ortadan kalkmış durumda... Yapılan tüm haksızlıklar değil de bu haksızlıklara karşı kullanılan eleştiri hakkı suç sayılır duruma gelinmiş...
Toplum, bu haliyle karpuz gibi ikiye ayrılmış durumda. Bir yanda mutsuz milyonlar, diğer yanda bu durumdan memnun olan mutlu bir kesim.
Hangisi daha fazla peki?
Bunu en iyi sandık bilir. Evet bunu en iyi sandık bilir ama gençliğinde ve zaman içinde Fuzulî'yi okuyan bizler şu bayileri hep şiar edinmiş nesilleriz.
Fuzûlî diyor ki;
" Derdime vakıf değil canan.
Beni handan bilir.
Hakkı vardır şad olanlar.
Herkesi sadan bilir.
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil." Saygılarımla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder