ABD Dışişleri Bakanlığı, Lockheed Martin F-16 savaş uçaklarının operasyonlarını sürdürmek için Ukrayna'ya yapılması düşünülen bir Yabancı Askeri Satışı (FMS) onayladığını, ABD Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı (DSCA) 10 Aralık 2024'te duyurdu.
Değeri yaklaşık 266,4 milyon ABD doları (254 milyon avro) olan önerilen FMS, nihai onay için ABD Kongresi'ne gönderildi.
Ayrıntılı olarak, Ukrayna Ortak Görev Planlama Sistemi (JMPS); AN/PYQ-10 basit anahtar yükleyicileri; küçük modifikasyonlar ve bakım desteği; Motor Bileşen Geliştirme Programı (CIP) kapsamındaki bileşenler; yedek ve onarım parçaları, sarf malzemeleri ve aksesuarlar; onarım ve iade desteği; silah yazılımı, silah yazılımı destek ekipmanı ve sınıflandırılmış ve sınıflandırılmamış yazılım ve teslimat desteği; teknik dokümantasyon; personel eğitimi ve eğitim ekipmanı; çalışmalar ve araştırmalar; ABD hükümeti ve yüklenici mühendislik, teknik ve lojistik destek hizmetleri; ve lojistik ve program desteğinin diğer ilgili unsurlarını satın alma talebinde bulunmuştur.
Ukrayna'nın ilk F-16'ları Ağustos 2024'te hizmete girdi. Danimarka ve Hollanda, 20 Ağustos 2023'te Ukrayna'ya F-16 bağışlama taahhüdünde bulundu. Danimarka 19 uçak sağlayacağını söylerken, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Hollanda'nın 42 uçak sağlama taahhüdünde bulunduğunu söyledi.
F-16’ların A/B, C/D, E/F ve son olarak V olmak üzere toplamda 7 temel modeli bulunmaktadır. Bunun yanında İsrail’in kendine has şekilde modernize ettiği ‘Sufa’ olarak isimlendirilen I modeli ve Japonya’nın kendine has versiyonu ‘F-2’ bulunmaktadır. Bunlarında dışında F-16XL, F-16N, QF-16 vs. gibi başka versiyonları da bulunmaktadır.
Genel anlamda A/B, C/D ve E/F olarak isimlendirilen modeller aslında belli bir teknoloji farkı vardır. Bu farkın yanı sıra bir diğer fark ise ilk harflerin tek, ikinci harflerin çift kişilik F-16’ları simgelemesidir. Yani A, C ve E model F-16’lar tek kişilik bir kokpite sahipken; B, D ve F model F-16’lar tandem çift kişilik şekilde imal edilmişlerdir. İlk ayrım bu şekilde yapılmaktadır. A model F-16, F-16’ların ilk modellerinden olup belli bir teknoloji çıtası aşıldıktan sonra C model vasfına erişilmiştir. Daha sonra zamanla daha da gelişim göstererek E model olan seviyeye erişilmiştir.
F-16 savaş uçakları bu temel ayrımlardan sonra birde teknolojik anlamda daha spesifik veriler elde edilmesi maksadıyla ve görev tanımlarını ayırmak maksadıyla ‘Block’ olarak sınıflandırılan bir ayrıma daha tabii tutulmaktadır. Block 5, Block 10, Block 15, 25, 30, 40, 50 vs şeklinde sıralanan block numaraları uçağın teknolojik anlamda gelişmişliğini simgeleyen bir diğer göstergedir. Block 1’den itibaren Block 25’e kadar olan F-16 uçakları A ve B model mertebesindedir. Block 25’den itibaren Block 60’a kadar C ve D mertebesinde, Block 60 ise E ve F mertebesindedir. Gelişim işlemleri yakın zaman önce tamamlanan Viper seviyesi F-16’lar ise Block 70 olarak nitelendirilip, mertebesi V harfi ile ifade edilmektedir.
Belçika ise 28 Mayıs 2024'te Kiev ile 2025'ten itibaren 30 adet F-16'yı Ukrayna'ya transfer edeceğini teyit eden bir güvenlik anlaşması imzalarken, Norveç Temmuz 2024'te 2024 yılı sonundan önce altı adet F-16'yı Ukrayna'ya göndereceğini duyurdu.
Ukrayna'nın teslim aldığı ve kullandığı F-16'lar, F-16AM/BM modelleridir: tek kişilik F-16A'lar ve çift kişilik F-16B'ler, diğer özelliklerinin yanı sıra, daha uzun menzillerden aynı anda daha fazla hedefi takip etme ve bunlarla çatışma yeteneği sağlayan geliştirilmiş bir radar olan APG-66(V)2A'yı tanıtan bir orta ömür yükseltmesinden geçmiştir.
DSCA, "Önerilen bu satış, Ukrayna'nın mevcut ve gelecekteki tehditlere karşı koyma kabiliyetini, daha güçlü bir hava savunma kabiliyetiyle kendini savunma ve bölgesel güvenlik misyonlarını yürütmesini sağlayarak artıracaktır" dedi.
FMS bildirimlerinde her zaman olduğu gibi DSCA, önerilen satışın "bölgedeki temel askeri dengeyi değiştirmeyeceğini" belirtti; ancak gerçekte bu doğru değil, çünkü ABD hükümeti, Rusya'nın ülkeyi işgali ışığında daha güçlü bir Ukrayna hava savunma kabiliyetini desteklemeye ve Ukrayna Hava Kuvvetleri'ne Rus düşmanına karşı bir avantaj sağlamaya çalışıyor.
Önerilen F-16 destek paketinin ana yüklenicileri, Belçika'nın Charleroi kentinde bulunan Sabena, Teksas'ın Fort Worth kentinde bulunan Lockheed Martin Aeronautics ve Connecticut'ın East Hartford kentinde bulunan Pratt and Whitney olacak.
"Bir önceki F-16 modeline göre yeni özellikler getirilmiş ve geliştirilmiş modellere başlıca ”Block” denmektedir. Bunlara ek olarak A veya B denmesinin sebebi, F-16A tek kişilik, F-16B çift kişiliktir. A modelindeki tüm yeteneklere sahiptir ve eğitim amaçlı kullanılmaktadır. Bu C ve D modellerinde de aynıdır.
F-16A Block-1, F-16’nın ilk seri üretime geçen modelidir. İlk uçuşunu 11 Aralık 1978 yılında yapmıştır. F-16’nın ilk block modeli olan F-16A Block-1, günümüzdeki F-16’lara nazaran çok ilkel olup AN/APG-66 radarına sahipti. Sadece AIM-9 Sidewinder ve AIM 7 Sparrow hava-hava füzelerini atabilmekteydi. Bunlara ek olarak birde gatling topuna sahiptir. Uçağın prototipi olan YF-16’dan en büyük farkı ise radarının olmasıdır. İlk olarak da Amerika ve Belçika Hava Kuvvetleri’nde uçmuştur. F-16A Block-1 modelini siyah renkli radomu sayesinde çok rahatlıkla diğer F-16 modellerinden ayırt edilebilir.
F-16A Block-5’in, Block 1’den tek farkı radomunun gri renkli olmasıdır. Radomun siyah renkten gri renge çevrilmesinin nedeni ise havada siyah rengin çok belli olması ve çok kolay bir hedef haline gelmesidir. Bu radomun rengi Block-5’ten başlayıp diğer tüm F-16 modellerinde gri renklidir.
F-16A Block-10 ile Block-5’in dışarıdan ayırt edilmesi neredeyse imkansızdır. Block-10, Block-5 modeline göre aviyonik iyileştirmeler yapılmıştır. F-16 Block 1/5/10 modellerin ortak özellikleri AN/APG-66 radarını ve Pratt & Whitney F100 Turbofan motorunu kullanmalarıdır. Zaten daha sonra Block-1 ve 5 modelleri çeşitli modernizasyonlar ile Block-10 seviyesine getirilmişlerdir.
F-16 Block-15 modeli diğer F-16 modelleri arasında en fazla üretilmiş Block modelidir. Tam 983 adet üretilmiştir. Bunların başında uçağın yatay stabilizatörü büyütülmüş ve uzatılmıştır. Uçağın hava alığının altına iki adet yeni pylon (silah istasyonu) eklenmiş ve buna ek olarak kanat altındakiler de güçlendirilmişlerdir. Daha sonra 1978 yılında tüm Block-15 modelleri, Block-15OCU (Operasyonel Kapasite Artırımı) modernizasyonuna tabi tutulmuşlardır. Bu modernizasyon kapsamında Block-15 modelleri AGM-65 Maverick, AIM-120 Amraam ve AGM-119 Penguin füzelerini atabilme kabiliyetine sahip olmuşlardır.
F-16A Block-20’nin, Block-15’e göre hiçbir farkı yoktur. Block-20 denmesinin tek sebebi Tayvan Hava Kuvvetlerinin elindeki F-16A Block-15’lere, Block-20 olarak adlandırmasıdır. Yani kısaca Tayvan elindeki F-16A Block-15’lere, Block-20 olarak adlandırmaktadır. Block-15 ile arasında hiçbir fark yoktur.
F-16C Block-25 modelinde A ve B tanımlamaları C ve D’ye dönüştürülmüştür. A ve B tanımlaması bu Block modelinden sonra sona ermiştir. Dünyada sadece Amerika Hava Kuvvetlerinin elinde bulunmaktadır. Bu Block modelinin en önemli özelliği ise Block-1/5/10/15 modellerine nazaran AN/APG-68 radarını kullanmasıdır. Bu radar sayesinde çok ciddi muharip yeteneklere sahip olmuştur. Ayrıca ilk defa elektronik karıştırmalara karşı UHF radyo sistemine sahip olmuşlardır. Aynı zamanda Kalkış ağırlığı artırılmıştır.
Türk Hava Kuvvetleri‘ne giren ilk F-16 modelidir. F-16 Block-30 ilk kez General Electric F110-GE-100, motorunu kullanmaktadır. Bu motor 29.000 pound gücü ile Block-30 modelinin kendisinden önceki Block modellerinin motorlarından 5.214 pound daha fazla itiş gücü üreten bir motordur. Aradaki farkın çok fazla olduğunu sizde görmüşsünüzdür. Ayrıca kendisinden önceki ve sonraki tüm F-16 modellerinden çok daha fazla itiş ağırlık oranına sahiptir. Bu motor ile kendisi tam bir dogfight makinesi haline gelmiştir:) Hava-Yer görevlerinde de kullanılsa da aslında ta bir hava-hava uçağıdır. Diğer F-16 modellerine göre motorun daha güçlü olması nedeniyle daha iyi manevralar ve daha iyi tırmanışlar yapabilmektedir. Block-30’ların üretimi 1986 yılının ocak ayında başlamış olup 1989 yılında sona ermiştir. Amerika, Türkiye, İsrail, Güney Kore ve Mısır tarafından kullanılmaktadır. Bildiğiniz üzere ülkemiz F-16 Block-30 uçaklarımıza yapısal iyileştirme yaparak F-16 Block-30 uçaklarımızın gövde ömrünü 8000 saatten 12000 saate çıkarmaktadır.
F-16C Block-32’nin, Block-30’dan tek farkı Pratt & Whitney marka motor kullanmasıdır. Bu anlattığım şey Block-42,52,ve 72 için de geçerlidir. Kısaca Block-32 veya Block-52 gibi çift sayılı olan Block modellerinin tek farkı Pratt & Whitney marka motor kullanmasıdır. Blok 32 F-16C’ler, 23.770 pound itme gücü sunan P&W F100-PW-220 motoruna sahiptir. Normalde tek sayılı olanlarda 30,40 veya 50 gibi modellerde General Electric marka motor kullanılmasıdır. Tek farkı budur.
F-16C Block-40, LANTIRN (Low Altitude Navigation and Targeting InfraRed for Night) podlarıyla tanıtılan F-16 Block-40 ağırlıklı hava-yer görevli bir F-16 modelidir. LANTIRN podları, hava alığının altında bir adet hedefleme podu ve bir tane de navigasyon podu olmak üzere iki tanedir. F-16 Block-40 zemin takip radarı sayesinde, düşman radarlarına yakalanmadan yerden 10-15 metre gibi çok alçak irtifalarda pod sayesinde coğrafi engelleri otomatik bir şekilde aşabilmektedir. F-16C Block-40 geceleri gündüz gibi görerek düşman hedeflerini imha edebilmektedir. Amerika Hava Kuvvetleri, geceleri hareketli hedeflere saldırma yeteneği olan ve ismi F-16G adında bir uçak istemekteydi. Ancak Amerikan Kongresi bunu F-22 uçağına tehdit olarak gördüğü için onaylamamıştır. Daha sonra birtakım görüşmeler sonrası tüm özellikleri aynı uçağın F-16G değil de, F-16C Block-40 olarak adlandırılmasına ses çıkarmamıştır. Amerika’dan sonra LANTIRN podlarını kullanan ikinci ülke Türkiye’dir. F-16 Block-40’lar 31 Mart 1987 yılında teslim edilmeye başlanmış Block-30 ile aynı motoru kullanmaktadır. Ancak Block-30 ile itiş ağırlık oranına sahip değildir. Ayrıca iniş takımları güçlendirilmiştir.
F-16C Block-50 diğer Block modellerinden farklı olarak AGM-88 HARM (High Speed Anti-Radiation Missile) füzesini atabilme kabiliyetine sahiptir. Bu füze ile F-16C Block-50 SEAD görevlerini yapabilmektedir. SEAD (Suppression of Enemy Air Defenses) ”Düşman Hava Sahasının Bastırılması” anlamına gelmektedir. SEAD görevini icra eden F-16 Block-50 uçağı düşman hava savunma sistemlerini imha etmektedir. SA-10, SA-6 veya Patriot buna örnek olarak verilebilir. Ülkemizde SEAD görevini Merzifon 5.Anajet Üs Komutanlığı’nda ki 151.Tunç filo icra etmektedir. F-16 Block-40 modeline göre daha iyi aviyoniklere sahiptir. Ancak F-16 Block-50’nin en önemli teknolojik özelliği Kaska Monteli Nişangah Sistemi’dir. Bu sistem sayesinde F-16 Block-50 pilotu baktığı yere açı sınırı olmaksızın her yere AIM-9X Sidewinder füzesi ateşleyebilmektedir. Block-50 F110-GE-129 motorunu kullanmaktadır.
F-16C Block-50+ günümüzde NATO’nun ana muharebe uçağıdır. Dış görünüşünde de diğer Block modellerine göre göze çarpan büyük farklar vardır. Şimdi bu farklara gelelim. Uçağın gövdesinin üstünde iki adet CFT (Conformel Fuel Tank) isminde ek yakıt tankı vardır. Bu CFT’ler özellikle F-16lar için büyük bir kuvvet çarpanı görevi görüyor. kanat altlarına harici yakıt tankları (genelde 370 gallon yani 1,4 tonluk takılır) takılıyor. CFT sayesinde ise bu kanat altına takılan tankların takılmasına gerek kalmıyor. CFT ve gövde altına takılacak bir harici tank (genelde 300 gallon yani 1,1 tonluk takılır) ile yine kanat altına 2 tank takıldığında elde edilen yakıt seviyesi ile aynı yakıt seviyesi elde ediliyor. Bu sayede yakıt tankı takmak için kullanılan yükleme istasyonları boşa çıkıyor ve o istasyonlara fazladan bomba takılabiliyor. Diğer bir fark ise uçağın radarıdır. F-16C Block-50+ AN/APG-68 (V)9 radarını kullanmaktadır. Bu radar F-16 modellerindeki mekanik radarların en üst seviyesidir. Radarın menzili, çözünürlüğü ve hızı diğer modellere göre çok iyidir. Kokpit içi sistemleri de Block-50 modelinden daha iyidir. NATO üyesi tüm ülkeler envanterlerindeki F-16’ları, CCIP modernizasyonu ile uçaklarının aviyoniklerini F-16C Block-50+ seviyesine getirmişlerdir.
F-16C Block-60, F-16 modellerinin arasındaki en güçlü motora sahiptir. Bu motor tam 32.500 pound gücündedir. Ancak Block-30 modelinde göre itiş ağırlık oranı daha düşüktür. F-16C Block-60 Dünya’da sadece Birleşik Arap Emirlikleri tarafından kullanılmaktadır. BAE, Lockheed firmasına bu uçağı geliştirmesi için tam 8 milyar dolar ödemiştir. Uçağın dışından diğer Block modellerinden ayırt edebileceğiniz en belirgin yer uçağın burnundaki IRST Sensörüdür. F-16C Block-60, Block-50+ modelinde olduğu gibi CFT sistemine de sahiptir. Ayrıca Block-60 AESA radarı kullanmaktadır. Aynı zamansa Block-60 yeni aviyonikler, daha yüksek hızlı bir görev bilgisayarı, yeni bir ekran işlemcisi ve fiber optik veri aktarım ağına sahip gelişmiş veri aktarım ünitesi içermektedir. Anlaşmalar gereği Amerika bu uçağı BAE’nin izni olmadan hiçbir ülkeye satamamaktadır.
F-16C Block-70 APG-83 AESA radarını kullanmaktadır. Bu radar Block-70 modelini diğer Block modellerinden ayıran en büyük farktır. Uçağın gövde ömrü kompozit malzemeler sayesinde 12.000 saate çıkarılmıştır. Ayrıca uçağın kokpitine yeni bir LCD ekran eklenmiştir. F-16 Block 70lerde Block 50 ve Block 50+’larda olduğu gibi General Electric üretimi F110-129 motoru kullanılacak. Bazı kaynaklarda Block 60’ın motoru olan General Electric üretimi F110-132 motoru kullanılacak denilse de Block 60’ın geliştirme masraflarından ötürü mülkiyet BAE’ye aittir. F-16 Block 72’lerde ise Block 52 ve Block 52+’larda olan Pratt & Whitney üretimi F100-PW-229 motorlar kullanacak. Bu motorlar da 28,500 Ibs civarında itiş gücüne sahiptir. -16 Block 70 ve 72 de bu artan aviyonik geliştirmelerden ötürü kokpitte de ciddi yenilikler yapılmış. En göze çarpan yenilik olarak pilotun bacakları arasında büyük bir ekran eklenmiştir."
