05 Ekim 2024

İsrail Lübnan'a İlk Defa Girmiyor

Lübnan nedir? Lübnan, İngilizlerle iş birliği yapan Araçlarının İngiliz nüfuzu altına girerek Osmanlı devletinin ve Türk askerinin Arap yarımadası, Filistin, Irak ve Suriye'den çekilmesi üzerine Fransa'nın kontrolüne bırakılan; Müslüman ve Hristiyan Arapların yaşadığı ülkedir.

İsrail, komşusu Lübnan’ı günlerce havadan bombalama ve Hizbullah’a yönelik saldırılar gerçekleştirmesinin ardından şimdi de kara harekâtı başlattı. Böyle bir saldırı ilk kez gerçekleşmiyor ve önceki saldırılar kalıcı bir sonuç ortaya koymamıştı.

İsrail devletinin 1948’te kurulmasından sonra Lübnan, Filistinli mültecilerin sığındığı ilk adres oldu. Lübnan’a sığınan mülteciler arasında Filistin Kurtuluş Teşkilatı gibi Filistinli milisler gruplar vardı. Bu milisler Lübnan’dan İsrail’e saldırarak Lübnan’ı da çatışmanın içine çekti. İsrail Lübnan’ı ilk kez, paramiliter grup Filistin Kurtuluş Örgütü’nün İsrail’in sahillerine girdikten sonra bir otobüse düzenlediği saldırıya karşılık olarak 1978’de işgal etti. Bunun takip eden şiddet olaylarında 38 İsrail sivil öldü, bu olay İsrail’de ‘Sahil Yolları Katliamı’ olarak anılıyor. İsrail güçleri Lübnan’ın güneyine girdi ve iki ay sonra çekildi. Komşu Lübnan’da bir tampon bölge oluşturdular ve 2000 yılına kadar orada kaldılar. Bu ilk işgalde Lübnan’da 2000 savaşçı ve sivil öldü. İsrail tarafında ise 18 asker hayatını kaybetti.

İsrail’in Lübnan’daki en büyük operasyonu 1982’de Lübnan İç Savaşı sırasında gerçekleşti. Binlerce İsrail askeri yüzlerce tank ve zırhlı araç eşliğinde İsrail’e Lübnan’dan saldırmaya devam eden Filistin Kurtuluş Örgütü’nü püskürtmek için sınırı geçti. İsrail bu saldırıları durdurmak için Filistin Kurtuluş Örgütü’nün mevzilerini hedef almayı hedef aldı. İsrail güçleri birden fazla cepheden hücum etti ve bir hafta içinde başkent Beyrut'un dış mahallelerine ulaştı. Saldırı sırasında İsrail birlikleri Filistinli mültecilerin katledilmesinden sorumlu tutuldu. İsrail üç ay sonra geri çekilerek Lübnan içinde bir tampon bölge oluşturdu. Lübnan tarafında, çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık 20.000 kişi öldürüldü. İsrail tarafında ise 654 asker öldü.

İsrail’in 1982’deki işgali Filistin Kurtuluş Örgütü’nün ülkeden ayrılmasıyla sonuçlandı; örgüt merkezini Lübnan’dan Tunus’a taşıdı. Fakat bunun ardından paramiliter grup Hizbullah kuruldu; o da İsrail’i düşman olarak gördü ve saldırılar düzenledi. Nisan 1996'da İsrail güçleri, grubun roket saldırılarına yanıt olarak ilk kez Hizbullah'a karşı harekete geçti. Saldırılar, iki haftadan biraz fazla sürdü. Yine siviller acı çekti - Lübnan tarafında 13 Hizbullah savaşçısı ve 250'ye kadar sivil öldürüldü. İsrail hiçbir kayıp vermedi. İsrail ve Hizbullah karşılıklı saldırılara devam etti. Şii İslamcı örgüt İsrail’e roket saldırıları düzenlerken, İsrail ordusu bombardımanda bulundu.

2006 yılının Haziran ayı geldi. Sınırın ötesindeki İsrail kasabalarını topçu ateşine tutmanın yanı sıra, Hizbullah savaşçıları sınırı geçti ve iki askeri araca saldırarak sekiz askeri öldürdü ve ikisini rehin aldı. İsrail, büyük hava saldırıları ve topçu ateşi ile Lübnan’ın genelini hedef aldı, hava ve deniz ablukası uyguladı, Lübnan’ın güneyine de karadan müdahale etti. Savaş 34 gün sürdü ve ateşkesle sonuçlandı. Lübnan’da 1191 kişi öldü, çoğu sivildi. İsrail tarafında ise 121 asker ve 44 sivil öldü.

Şimdi, Lübnan'daki durum ile İsrail'in 7 Ekim saldırılarından sonra Gazze'de giriştiği, İsrail'in askeri gücünün Hamas'ı ezip geçtiği  saldırılar arasında büyük bir fark var. Hizbullah'ın altyapısı ve lider kadrosuna karşı başarılı saldırılara rağmen, Lübnan'daki senaryo çok daha zorlu olabilir. Çünkü Hizbullah milisleri Lübnan’ın her tarafında mevzilerini hazırlamış durumda ve İsrail’e ait yerleşim yerlerini daha kolay vurabiliyorlar. İran, Suriye, Yemen ve Lübnan’daki Şii grupların desteği de arkalarında. Suudi Arabistan ve Ürdün gibi İngiliz güdümlü ülkeler dışında İslam dünyası da Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı çekingen tavra rağmen İsrail’e karşı. Yöneticiler değilse de halk kesinlikle karşı.

Sonuç olarak İsrail’i Gazze'deki gibi dikensiz gül bahçesi beklemiyor. Bu kez çok kayıp verecek.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder