05 Nisan 2024

Türkiye Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması (AKKA)'dan Çekildi

Türkiye, alınan kararla ‘Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’ndan çekildi. Karar, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlülüğe girdi.

Konuyla ilgili olarak Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararında, “19/11/1990 tarihinde Paris’te imzalanan ve 1/7/1992 tarihli ve 92/3250 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Hakkında Antlaşma (AKKA)”nın Türkiye Cumhuriyeti ile Antlaşmanın tarafı diğer devletler arası da 8/4/2024 tarihinden itibaren uygulanmasının durdurulmasına, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3 üncü maddesi gereği karar verilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

AKKA, imzacı ülkelerin topraklarında bulundurabilecekleri askeri ekipmanın miktarını ve konumunu belirleyen detaylı bir rejim içermektedir. Anlaşma, sınırlı sayıda askeri birimi ve teçhizatın belirli bölgelerde bulunmasına izin vermektedir. Böylelikle, aşırı askeri yığılmalardan kaynaklanabilecek gerilimlerin azaltılması ve savaş tehlikesinin azaltılması hedeflenmektedir.

Rusya Federasyonu, NATO genişlemesinden kaynaklanan güvenlik endişelerini gerekçe göstererek, AKKA yükümlülüklerini, tek taraflı bir kararla 2007’de askıya almıştır. Antlaşma halen Rusya Federasyonu dışındaki 28 Taraf Devlet tarafından (Türkiye hariç) uygulanmaktadır. 

1990 yılında Paris’te imzalanan ve Temmuz 1992’de yürürlüğe giren Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) (Treaty on Conventional Forces in Europe – CFE) NATO ve Varşova Paktı arasında imzalanmıştır. Antlaşma zırhlı muharebe araçları, muharebe tankları, savaş uçakları, toplar ve saldırı helikopterlerini içeren toplam beş konvansiyonel silah kategorisinde sayıca indirimi, karşılıklı bilgi paylaşımını ve her bir kategori için de anlaşmaya taraf olan ülkeleri bağlayacak sınırlamaları içermektedir. Antlaşma coğrafi olarak Avrupa’nın Atlantik kıyılarından başlayıp Sovyetler Birliği’nin Ural Dağları’na kadar olan bölümü kapsamaktadır. Antlaşmaya taraf olan ülkeler, anlaşmanın uygulanması ve belirlenen hedeflerine ulaşmasından sonra da güvenlik ve istikrarın temini için birlikte çalışmayı ve her türlü çabayı göstereceklerini taahhüt etmişlerdir. Antlaşmanın 2. maddesi beş kategoride belirlenen silahların neler olduğunu açıkça ifade etmektedir. Anlaşmanın 3, 4, ve 5. bölümlerinde tarafların tabi olacağı sınırlamalar rakamlarla ifade edilirken ilerleyen bölümlerde de indirimlerin kapsamı ve nasıl yapılacağını açıklayan ifadeler bulunmaktadır. Antlaşmanın ek protokolleri, indirime tabi olacak silahların envanterini çıkarırken, imha veya görev dışı bırakma süreçlerinin nasıl yürütüleceğini ve devletlerin tabi olacakları usulleri açıklamaktadır. AKKA Antlaşması’nın her iki taraf için toplam olarak getirdiği rakamsal sınırlamalar, muharebe tankları için 40.000, zırhlı muharebe araçları için 60.000, toplar için 40.000, savaş uçakları için 13.600 ve taarruz helikopterleri için de 4000’dir. Deniz üzerindeki tüm donanma unsurları bu Antlaşma kapsamı dışında bırakılmıştır. Öte yandan, kuvvet indirimi sürecinde bahsi geçen askeri ekipmanın satılması yasaklanmış, yok edilmesi veya barışçıl amaçlarla kullanılabilecek hale getirilmesi karara bağlanmıştır. AKKA Antlaşması sadece rakamsal sınırlamalar üzerinde durmamış ve Antlaşmanın uygulanacağı birbirine geçen dört bölge belirlemiş ve bu sayede taraf ülkelerin kuvvet indirimleri neticesinde yapacakları kaydırmaların belli bir alanda toplanmasının önüne geçmek hedeflenmiştir.

Sovyetler Birliği’nin 1991 sonunda resmen dağılması ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeler AKKA’nın  yeniden gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Eski Doğu Bloku ülkelerinin birer birer NATO’ya üyelik başvurmaları ve Birinci Çeçenistan Savaşı sırasında Rus Ordusu’nun verdiği kayıplar, Rusya’nın AKKA’nın değişen koşullara göre yeniden ele alınması yönündeki talepleriyle sonuçlanmıştır. Bu doğrultuda, 1996 yılında AKKA Anlaşması’nın kanat bölgeleri üzerinde düzenlemeler yapılarak Rusya’nın arttırım talepleri karşılanmıştır. Fakat yakın çevresinde yaşanan istikrasızlıklar ve silahlı çatışmaların yanı sıra NATO’nun coğrafi alanını genişletmeye başlaması, Rus tarafında konvansiyonel üstünlüğün yeniden tesis edilmesinin gerekliliğini göstermiştir. Rusya’nın şikâyet ve taleplerini dikkate alan NATO ülkeleri 1996 ile 1999 arasında AKKA’nın yenilenmesi görüşmelerini sürdürmüşlerdir. 1999’da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İstanbul Zirvesi sırasında AKKA’nın güncellenen versiyonu taraflarca imzalanmış ve Antlaşma Soğuk Savaş sonrası şartlarına uyarlanmıştır. Antlaşmaya getirilen en önemli yenilik, blok siyasetinin gerektirdiği ülke gruplarının ortadan kalkması ve her ülke için ulusal ve ülkesel kısıtlılıkların getirilmesidir. Antlaşmada ulusal kısıtlılıklar, o devletin belirlenen alanda bulundurabileceği ve Anlaşmaya tabi olan silah tavan sayısını belirlerken, ülkesel kısıtlılıklar da o ülkede bulunabilecek ittifak veya diğer ülkelere ait silahlara birlikte bulunabilecek toplam silah tavan sayısını ifade etmektedir. Yenilenmiş AKKA ile Antlaşmaya taraf devletlere askeri tatbikatlar veya geçici durumlar için ülkesel kısıtlılıkları belli oranlarda aşma imkânı verilmiştir ancak geçici durumun ne olduğu konusu muğlak kalmıştır. 

AKJA, günümüzün jeopolitik gerçekleriyle ve gelişmekte olan konvansiyonel silah teknolojileriyle bağdaşmamaktaydı. Aksayan taraflarına rağmen AKKA, Avrupa’daki silahsızlanma ve silahların yayılımını engelleme çabalarının konvansiyonel silahlarla ilgili alanındaki en kapsamlı ve en geniş katılımlı Antlaşma idi. Güvenlik analistleri Antlaşmanın çökmesinin Avrupa’da maliyetli ve yüksek riskli yeni bir silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe etmekteydiler.

Rusya tarafından uygulanmayan, Yunanistan tarafından dikkate alınmayan bu anlaşma fiilen Türliye'nin aleyhine işlemekteydi. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder