13 Nisan 2024

IMF'e Borç Veriyoruz Derken Borç Almak İçin Dünya Bankası'nın Kapısını Çalmışız

 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) 23,5 milyar dolar borcu olduğunu ancak bu borcun kapatılmasının ardından IMF'nin Türkiye'den borç ister hale geldiğini söylemişti. Tabii iktidara geldiklerinde iç borcun, dış borcun, yap-işlet taahhütlerinin, kur korumalı mevduat miktarının ne kadar olduğu ve bugün ne kadar yükseldiği açıklamada yer almıyordu.

İhracat artışıyla övünürken ithalattaki artışın söylenmediği, daha da kötüsü ihracatın ithalatı karşılama oranının hiç dile getirilmediği gerçeği ile her gün yüz yüzeyiz.

Erdoğan,  "Biz, bunu (IMF'ye borcu) 2013 Mayıs'ında sıfırladık. Türkiye'nin şu anda IMF'ye borcu yok ama birileri de avucunu ovuşturuyor, ana muhalefet partisi. 'IMF'ye gidecekmişiz, bir şeyler isteyecekmişiz.' Boşuna avucunuzu ovuşturmayın, biz o kapıları kapadık. IMF, bizden 5 milyar dolar borç istedi. O zaman ekonomiye bakan zat, geldi bana 'Sayın Başbakanım verelim mi bu borcu?' dedi. 'Verin, bugün borç alan, yarın talimat alır.' dedim. Şimdi parti kurmuş, bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunları herkesin görmesi lazım" demişti.


Ancak dönemin üst düzey ekonomi bürokratları, 2012 yılında ek kaynak arayışında olan IMF'ye Türkiye'nin 5 milyar dolarlık destek taahhüdünde bulunduğunu ancak bunun Fon tarafından hiç kullanılmadığını bildirmişler. IMF'nin web sitesinin "Türkiye: Fon'a verdiği krediler" sayfasında, 5 milyar dolarlık taahhüdün en son 30 Eylül 2019 tarihinde yenilendiği ancak bu miktarın Fon tarafından kredi olarak kullanılmadığı görülüyor.

Emekli maaşlarının vahim durumu karşısında ne demişti: "En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, yeterli değil ancak ülkenin tüm yatırımlarını durdursak, eğitim veya sağlık harcamalarının tamamını buraya aktarsak, kamu görevlilerine maaş vermesek bile karşılayamıyoruz..." Bu cümleler ekonomimizin ne kadar iyi (!) durumda olduğunun; nasıl uçtuğumuzun bir itirafıydı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile 2024-2028 yılları arasını kapsayan 18 milyar dolarlık ek finansman anlaşması imzaladığını duyurdu. Bu anlaşma ile birlikte Dünya Bankası'nın Türkiye'ye sağlayacağı toplam kredi miktarı 35 milyar dolara yükselmiş oldu. Bakan Şimşek, Dünya Bankası'nın, Orta Vadeli Program'ın açıklanmasının ardından Türkiye'ye aktardığı kaynak tutarını, devam eden 17 milyar dolarlık programa 18 milyar dolar daha ilave ederek 35 milyar dolara yükseltme kararı aldığını belirtti.


Ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez, Bakan Şimşek’in açıklamasının ardından gelen sorulara sosyal medya hesabı üzerinden cevap verdi. Biz de bu cevaplar sayesinde IMF'den borç alma ile Dünya Bankası'ndan borç alma arasındaki ince farkları öğrenmiş olduk:

"Dünya Bankasından  alınacağı açıklanan ek 18 milyar dolarlık ek destek için pek çok soru geliyor. Soruların çoğu insanların son dönemde projelere karşı duyduğu kuşkuları yansıtırken bazıları da IMF destekleriyle olan farkları üzerine yoğunlaşıyor. Kısaca açıklamaya çalışayım. 

Dünya Bankası, yatırım projelerine kredi verir. IMF ise genel borç verir. Yani Dünya Bankası mesela bir liman yapılacaksa bunu finanse eder. Bunu yaparken de kendi ihale yöntemlerinin uygulanmasını ve belirli bir yerli malı oranı dışında dünyadan alış veriş yapılmasını şart koşar. IMF ise ödemeler dengesi finansmanı için borç verdiğinden koyduğu koşulların (mesela bütçe açığının belirli bir orana düşürülmesi gibi) yerine getirilip getirilmediğine bakar. 

Dünya Bankası kredilerinin kullanma yeri ilgili projedir, IMF borcunu istediğiniz yerde kullanabilirsiniz. Dolayısıyla Dünya Bankası'ndan para geliyor bunu istediğimiz yere harcayabiliriz gibi bir çıkarım doğru değildir. 

Dünya Bankası, yapılan harcamaların projeyle ilgili olup olmadığını ve kendi şartnamelerine uygun olup olmadığını denetler ve kredi dilimini ondan sonra serbest bırakır. IMF ise sadece koyduğu koşulların (performans kriterleri) yerine getirilip getirilmediğine bakar ondan sonra borcun ilgili dilimini serbest bırakır. 

Her iki kurumun da sağladığı desteğin maliyeti (faizi) piyasaya göre düşüktür. IMF borçlarında miktar arttıkça maliyet de artar. Buna karşılık, bir ülke zaten o artan miktarlarda borcu piyasadan ya alamaz ya da astronomik faizler ödemek zorunda kalır.

Dünya Bankası, kredilerinin geri ödenme süresi uzun (ortalama 10 - 15 yıl) IMF'ninki orta vadelidir (borcun son kullanılış tarihinden itibaren ortalama 3 - 5 yıl.)"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder